DepremzedelerIcinHukukRehberi

12 DEPREMZEDELER İÇİN HUKUK REHBERİ bir depremin beklendiği idari makamlarca ve kamuoyunca bilinmekteydi. Bu hususun uzun zamandır il afet riski azaltma planı raporları ve bilimsel çalışmalarla ortaya konulduğu (örnek olarak bkz. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası 02.03.2021 tarihli raporu; Kahramanmaraş Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünün 2020 yılı Kahramanmaraş İl Afet Risk Azaltma Planı) dikkate alındığında depremin gerçekleşeceğinin öngörüldüğü kabul edilmelidir. Böyle bir yerde bu tür yapıları inşa eden, inşa edilmesine seyirci kalan veyahut bu hususu denetlemeyen kişilerin böyle bir depremi öngördüğü ve ölüm neticesini “olursa olsun” diyerek kabullendiği açıktır. Bu nedenle bu kişiler olası kastla insan öldürme suçundan ceza almalıdırlar. Bu suçlarda olası kastın varlığını kabul etmek modern ceza hukukunun bir gereğidir. Karşılaştırmalı hukukta bu yönde birçok örnek vardır. Hukukumuzda ise konuya ilişkin olarak Yargıtay 12 Ceza Dairesi’nin 01.03.2013 tarih, 2012/11165-2013/4980 sayılı ve 06.04.2017 tarih 2017/172-2017/2866 sayılı kararlarından yararlanılabilecektir. Adli sürecin başlaması için ölenin eşi ve çocukları, eğer bunlar yok ise yakınları, kolluğa veya suçun işlendiği yerin Cumhuriyet Savcılığına suçun soruşturulması için dilekçe vermelidirler. Eğer deprem nedeniyle başka bir ile taşınılmışsa, dilekçe deprem olan il Cumhuriyet Savcılığına gönderilmek üzere o il Cumhuriyet Savcılıklarına da verilebilir. Yine ölenin yakınları değil üçüncü kişiler de suç duyurusunda bulunabilecektir. Dilekçenin doğrudan Cumhuriyet Savcılığına verilmesi önerilmektedir. Bu suçlarda belirli bir şikâyet süresi olmayıp, Yargıtay kararlarına göre zamanaşımı süresi depremin meydana geldiği günden itibaren hesap edilecektir. Bununla birlikte suçtan zarar görenin de şikâyet dilekçesi vermesinde yarar vardır. Zira; savcılıkça re’sen yürütülen soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığı (takipsizlik) kararı verilmesi durumunda, yukarıda ifade edildiği üzere suçtan zarar gördüğü iddiası ile şikâyet dilekçesi veren tarafın bu karara karşı itiraz hakkı olacaktır. Bu durumda ilgili sulh ceza hâkimliğine itiraz edilebilecektir. İtiraz süresi de takipsizlik kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş (15) gündür. Şikâyet dilekçesi vermiş olsun veya olmasın, dava açıldıktan sonra suçtan zarar gören, davaya müdahale hakkına sahip olup, bu hakkını davaya bakmakta olan mahkemeye vereceği bir dilekçe ile kullanır. Müdahale isteğinin mahkeme tarafından kabul edilmesi üzerine, suçtan zarar gören kişi veya kişiler davada taraf olma ehliyetini kazanırlar. Yani delil ileri

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1