Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 2

Avukat Gökhan Candoğan Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Bu yayın, Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu tarafından çevresel bilgiye ve yargı kararlarına erişimi kolaylaştırmak için hazırlanmıştır. Üç ayda bir yayımlanır. Bülten'de ifade edilen görüş ve düşünceler yazara ait olup tüm hukuki sorumluluğu yazara aittir. Termik Santrallerin Kapatılması Olumlu Ama Yeterli Değil; İklim Değişikliği ile Mücadelede Kömürlü Termik Santrallerin Tümü İçin Bir Kapatma Takvimi Belirlenmelidir 2019 yılında, çevresel yükümlülüklere uymayan, özelleştirilmiş termik santrallerin kapatılması gerekliliği pek çok çevre savunucusu tarafından yüksek sesle dile getirildi. Hiçbir şekilde faaliyete devam etmemesi gerekirken, bir de yükümlülükleri yerine getirmeyen bu santrallerin, kurulu bulundukları yöre sakinleri ile canlı yaşamına büyük zararlar verdiği açıktı. Bilimsel bir gerçektir; kömürlü termik santraller iklim değişikliğine sebep olan başlıca aktördür ve tüm dünyada bunların sınırlandırılmasına dair çalışmalar hız kazanmıştır. Türkiye olarak, özellikle de yenilene- bilir enerji üretiminde bu kadar yol alırken, durmaksızın yeni termik santral yapımına onay verilmesi, eski, teknolojisi çağ dışı kalmış ve yararından çok zararı söz konusu olan bu termik santrallerle ilgili bir somut adım atılmıyor oluşu, düşündürücüdür. Tam bu aşamada, TBMM’de Dijital Hizmet Vergisi Kanunu’na eklenen bir hüküm ile bu santrallere, yüküm- lülüklerden muafiyet ile ilgili 2.5 yıllık yeni bir süre tanıyan yasal düzenlemenin, beklenmedik bir şekilde Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesi, nasıl diyelim, hepimizi şaşırttı. Cumhurbaşkanı’nın ilk vetosunun çevre ile ilgili olması önemli elbette. Nitekim, süre uzatımı olmaması nedeniyle, 1 Ocak 2020 itibariyle Afşin Elbistan A, Tuçbilek, Seyitömer, Çatalağzı, Kangal termik santral- leri tamamen, Soma ise kısmen (2 ünitesi) mühürlenerek kapatıldı. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanı, yedi santralin incelendiğini, dördüne geçici faaliyet belgesi verildiğini, üçünün gerekli izinleri aldığını, Soma Termik Santrali’nin dört ünitesinin kış boyunca çalışmasına izin verildiğini, geri kalanların ise kapatıldığını açıklarken, gerekli çevre yatırımlarını tamamlamadıkça yeniden faaliyete geçmelerine izin verilmeyeceğini, belirtti. Olumlu bir gelişme ama elbette yeterli değil. Büyük bir yanlıştan dönüldü, sanayiye bir mesaj verildi, doğ- rudur ama hava kalitesi açısından önemli olan bu karar, küresel ısınma/iklim değişikliği açısından pek bir anlam ifade etmemektedir. Hiçbir filtre kömürlü termik santrallerin havaya karbon salınımını durduramıyor. Bunun bir çözümü, en azından şimdilik yok. Öyleyse? Şimdi yapılması gereken; tüm sosyal tarafları, siyasi ve kişisel kaygılardan arınarak biraraya getiren bir ulusal komisyon oluşturarak, Türkiye’nin küresel iklim mücadelesinde son derece güvenilmez bir konum- da değerlendirilmesine neden olan “hedefsizlik” durumundan çıkarılması, bir yandan yeşil enerji üretimi evrimini hızla tamamlamak, kent yaşamını “yeşillendirmek”, istihdam ve iş için yeşil sanayi dönüşümünü gerçek kılmak için kısa bir sürede ulusal hedefleri belirlemek, yeni bir ulusal enerji strateji belgesi hazırlayıp yaşama geçirmektir. Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuk Komisyonu, bu dönüşüm ve değişimin hukuk ayağında çalış- ma, çözüm üretmek isteyenleri bir araya getirerek yol gösterici olma, avukatların mesleklerini yürütürken sürdürülebilirlik ilkelerine uyum içinde olmalarına yönelik somut girişimlerde bulunma niyet ve kararlılı- ğındadır. Katkı ve desteklerinize açık olduğumuzu anımsatırız. Bir sonraki Bülten’de buluşmak dileğiyle.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1