Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 5

92 Kararlar KASIM 2021 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN Yine bilirkişi raporunda da tespitlerine yer verildiği üzere, HEMA Santrali – Kalker Ocakları ve Kül De- polama Sahasının Batı Karadeniz Havzası’nın dört alt havzasından biri olan Bartın Çayı Alt Havzası’nda yer aldığı, havza koruma eylem planlarının hazırlanması projesi kapsamında hazırlanan Batı Karadeniz Havzası Koruma Eylem Planı’nda kömür işletmeleri ve termik santrallerin Filyos Çayı için birer baskı unsuru olarak belirlendiği, ayrıca kömür işletmeleri ve termik santral faaliyetlerinin de tehditler olarak belirlendiği,. Bartın Çayı için ise endüstriyel atıksu deşarjları ve evsel atıksu deşarjlarının mevcut baskı unsurları olarak tespit edildiği, inşa edilmesi halinde Hema Santrali – Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahasının da benzer şekilde Bartın Çayı için baskı unsuru ve tehdit oluşturacağı, bu baskı unusurlarının ve tehditlerin de doğal çevre üzerinde etkilerinin olacağı, Bartın Çayı Alt Havzası’nda arazi kullanımı- nın yoğunlukla orman ve yarı doğal alanlar ve tarımsal alanlardan oluştuğu, dolayısıyla önerilen termik santral kullanımının Bartın Çayı Alt Havzası’ndaki arazi kullanımları ile uyumlu olmadığı açıktır. Diğer taraftan, dava konusu termik santral ve ilgili kullanımların konumları ve su kaynaklarının konum- larına ilişkin dosyada mevcut hava fotoğraflarnda da anlaşılacağı üzere su kaynaklarının santral ve depolama alanı gibi ilgili kullanım alanlarına oldukça yakın olduğu görülmektedir. Ayrıca, aynı dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan, Dairemizin E: 2017/3966 sayılı dosyasına sunulan haritada da görüleceği gibi kazı fazlası malzeme depolama sahasının bir bölümünün Kavşak Suyu Koruma alanı sınırları içerisinde yer aldığı, bu durumun su kaynakları açısından da bir tehdit unsuru olduğu anlaşıl- maktadır. Davalı ve davalı yanında müdahil tarafından bilirkişi raporuna itiraz olarak sunulan dilekçede 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinde termik santralin kazı fazlası ve depolama alanına ilişkin bir düzenleme yapılmadığı, bu nedenle bilirkişiler tarafından bu konuda yapılan tespitlerin dava konusuyla ilgisi olmadığı ileri sürülmüşse de, söz konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı deği- şikliğinin Hema Termik Santrali (1320 MWe), Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası ile Hema Limanı Dolgu Alanı ve Rıhtım’a ilişkin olduğu, söz konusu termik santral kullanım kararı ile kül depolama sa- hasının birbirinden ayrı düşünülemeyeceği, bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiği, kazı fazlası ve depolama alanının da ekolojik duyarlılık, çevresel koruma, orman alanlarının bütünlüğünün sağlan- ması gibi ilkelerle bağdaşmayan termik santral kullanım kararının öngörüldüğü bölgede yer almasının kaçınılmaz olduğu, bir diğer ifadeyle, bilirkişiler tarafından tehdit unsuru olarak değerlendirilen husus- ların dava konusu edilen 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğiyle öngörülen termik santral kullanım kararının doğal bir sonucu olduğu görüldüğünden, bu yöndeki itirazlara itibar edilmemiştir. Ayrıca, davalı ve davalı yanında müdahil tarafından bilirkişi raporuna yönelik yapılan itirazda, çevre düzeni planı açıklama raporunda enerji üretimi konusunda politikaların da açıklandığı, raporun VI.11.2. Enerji Üretimi (Termik) başlığı altında, dışa bağımlı enerji üretiminin ülke için tehdit oluşturduğu, bu sebeple yerel kaynak olan kömürün ve özellikle kömür kaynaklarında bulunacak metan gazı ile elektrik üretiminin ülke açısından çok önemli olduğunun vurgulandığı görülmektedir. Dosyada mevcut olan, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğine ilişkin plan paftasında koyun batı kısmında dolgu yapılarak liman alanı oluşturulacağına ilişkin gösterim de yapılmıştır. Söz konusu limanın, termik sant- ralde ithal kömürün kullanılması amacıyla öngörüldüğü açıktır. Davalı idare ve davalı yanında müdahil tarafından da ileri sürülen ülkemizin enerji ihtiyacının olduğu gerçeği kabul edilmekle beraber, plan- lama bölgesinin taş kömürü yatakları bakımından rezerv alanı niteliğinde olduğu göz önüne alınarak, ihtiyacın enerjide dışa bağımlılığı azaltma noktasında öncelikle planlama bölgesinde bulunan kömür rezervlerinin ülke ekonomisine kazandırılmasının, böylece yerli kaynaklara yönelmek suretiyle ülke- mizin enerji açığının giderilmesinin plan değişikliği öncesinde planlama bölgesinin bütünü için hazır- lanmış olan çevre düzeni planı açıklama raporunda enerji üretimi konusunda açıklanan politikalara da uygun düşeceği açıktır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1