Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 5

91 Kararlar KASIM 2021 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN isabet görülmemiştir.” gerekçesine yer verilmek suretiyle İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2(i) maddesi uyarınca dava konusu işlemin ipta- line karar verildiği, gelinen durum itibariyle, Hema Termik Santrali ve Kül Depolama Sahasına ilişkin verilen ÇED Olumlu kararı yargı kararıyla iptaline karar verildiği ve ÇED sürecinin devam ettiğinin müdahil tarafından belirtildiği görülmektedir. Uyuşmazlıkta, dava konusu planlama kararının dayanağı olan Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğine (Hema Termik Santrali 1320 MWe, Kal- ker Ocakları ve Kül Depolama Sahası ile Hema Limanı Dolgu Alanı ve Rıhtım) ilişkin işlemin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay Altıncı Dairesi’nin E:2017/4782 sayılı dosyasında açılan davada, mahallinde gerçekleştirilen keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporundaki değerlendirmeler de dikkate alınmak suretiyle; “Davalı ve davalı yanında müdahil tarafından bilirkişi raporuna yapılan itirazda, plan değişikliğinden önce Orman Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün görüşlerinin alındığı, dolayısıyla bilirkişilerin çevre dü- zeni planı değişikliğinin ekolojik duyarlılık ve çevre koruma ilkeleriyle bağdaşmadığına ilişkin tespit- lerinin yersiz olduğu ileri sürülmüş ise de, plan açıklama raporunun 6.5.2. sayılı maddesinde, Bartın ili için ekoturizm ve kültür turizminin ana planı kararı olarak vurgulandığı, yine plan değişikliği öncesinde planlama bölgesinin bütünü için hazırlanmış olan plan açıklama raporunun 110. sayfasında ekoturizm vurgusu doğrultusunda orman alanlarının azaltılamasının düşünülemeyeceğinin belirtildiği, önerilen termik santral - kalker ocakları ve kül depolama sahası - plan kararının Bartın İli’nin çevresel değerleri- nin korunması gerekliliğiyle çelişen bir proje olduğu, plan açıklama raporunun giriş kısmında Zongul- dak–Bartın–Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda planlama yaklaşımı olarak Havza Yönetimi Modeli’nin önerildiği, 9. sayfasında; “Havza ağırlıklı bir planlamanın birincil ama- cı; doğayı onarmak, bozulan dengeleri ve akarsu ekolojisini kurtarmak, sürdürülebilir ilişkiler düzenini güvenceye almaktır. Planlama bölgesindeki akarsu havzalarında, sanayi ve kentleşmeden kaynaklanan önemli kirlilikler bulunmakta, akarsularının debilerinin düzensiz oluşu nedeni ile bölgede taşkın, heye- lan ve seller oluşmaktadır. Havzalar birer “Ekolojik Bölge” olduğu kadar, içindeki insan, mal ve hizmet akışları ile işlevsel bölge özelliğini de içinde barındırmaktadır. Dolayısı ile havza ağırlıklı bir planlamada “ekonomi” ile “ekoloji” birlikte değerlendirilmelidir. Bu planlama çalışmasında ekonomik gelişmelerin kentsel gelişmeler ile birlikte ekolojik çevreyi zedelemeden sürdürülebilir bir gelişme hedefi ile ele alın- mıştır.” ifadesinin yer aldığı, yine bilirkişiler tarafından İnternet üzerinden elde edilen 2017 tarihli ve Dokay Planlama İnş. Müh. ve Dan. Ltd. Şti tarafından hazırlanan Bartın-Amasra Termik Santralı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının plan açıklama raporunda, planlama sahasının toplam 304.189 mektreka- re olduğunun, bunun 213.365 metrekarelik kısmının kadastro harici orman arazisi, 61.689 metrekarelik kısmının orman vasıflı hazine arazisi olduğunun belirtildiği, davalı idare yanında müdahil Şirket›in mül- kiyetindeki kısmın 10.090 metrekare olduğunun, 1933 metrekarenin şahıs arazisi ve 549 metrekarenin lojman olarak hazine arazisine ait yerleri içerdiğinin görüldüğü, bu bilginin de planlamaya konu alanının yüzde 90 oranında orman alanına isabet ettiğini gösterdiği, ancak çevre düzeni planı değişikliği ile çevre düzeni planının bir bölgesinde doğal orman alanı kaldırılarak termik santral alanının önerildiği ve burada bu kullanımla ilişkili olarak liman yapılmasının öngörüldüğü, bu yönde bir plan değişikliğinin plan değişikliği öncesinde planlama bölgesinin bütünü için hazırlanmış olan planın açıklama raporunda verilen ve mevzuat gereği de bir çevre düzeni planında olması beklenen ekolojik duyarlılık, çevresel koruma, orman alanlarının bütünlüğünün sağlanması gibi ilkelerle bağdaşmadığı görülmektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1