Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 5
39 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN KASIM 2021 liği ile mücadelede en kötü performans sergileyen ülke değiliz tabii ki. Hatta sıralamaya koyulsa en masum olanlardan. Örneğin Japonya, Kanada, Avustralya ve birçok gelişmiş ülke Kyoto Protokolü kapsamında taahhüt verip sonra caydı. Kısaca özetlemek gerekirse 2010-2020 dönemi müzakere tecrübemiz ortaya koymaktadır ki “atmosfere giden sera gazını gerçekte umursayan pek yok, müza- kereler fon kaynağının kimin vereceği, kimin alacağı konusunda kilitlenmekte”. Küresel ölçekte yeşil ekonomiye geçiş trendi yaşıyoruz. Ama yavaş ama hızlı. Önümüzdeki on yıl içinde motorlu otomobillerin yerini elektrikliler alacak ve biz iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir yol kat etmiş mi olacağız? Bu soru aslında Jeff Gibbs’in 2020’de yayınladığı “Planet of Humans” belgeselinde elektrikli araç üreticisi bir şirketin genel müdürüne sorduğu soru ile paralellik taşıyor. Genel müdür yeni elektrikli aracını “sıfır emisyon” sloganıyla tanıtırken Gibbs kendisine “peki şarja taktığınız bu prizin elektriği nereden geliyor” sorusunu soruyor. Genel müdürün cevabı “yandaki bina- dan”. Emisyonların azalamayacağı ile ilgili çok basit bir argüman var. Her geçen gün kişi başı tüketim ve nüfusun arttığı bir dünyada emisyonlar düşebilir mi? Paris anlaşmasının 2°C hedefi ortaya konulalı 6 sene geçti, azaltım hedeflerini tutturamayacak ülkeler için oluşturulan mekanizma (6. Madde) ise hala tartışılıyor. Taraf ülkeler henüz hedeflerini sağlam biçimde ortaya koymadan (Güçlendirilmiş Katkı Beyanı) - mevcut beyanlar çok zayıf – nasıl kıvırırızın peşindeler. Kısacası iklim cephesinde du- rum Covid-19 salgınında olduğu gibi, “kendi kendine bir mucize olsa da kurtulsak”. Tüm dünyayı etkileyen Covid-19 salgını insan sağlığına ve küresel ekonomiye büyük zarar vermesine rağmen karantina uygulanan yerlerde bazı çevresel avantajlar sağladı. Özel ve/veya devlet kurum- larında evden çalışma sistemi, insanlar arasındaki etkileşimin en aza indiren ve yaygın olarak kabul gören bir seçenek olarak ortaya çıktı. Kısa da sürse hava kirliliği ve emisyonlar anlamında küçük iyi- leşmeler yaşadık. Öte yandan evden çalışma yönteminin çevresel maliyeti de merak konusu olmuştur. Bilgi teknolojisinin (IT) oynadığı rol, işleri sanal ve verimli bir şekilde yürütmek için yeni seçenekler sunmada etkili olmuştur. IT’deki gelişmeler küresel ekonominin yardımına koşarken, sektörün küresel elektrik arzını tüketmesi nedeniyle çevre üzerindeki olumsuz etkisi konusunda artan bir endişe söz konusudur. Bilgi teknolojisi sektörünün şaşırtıcı büyümesinin 2030 yılına kadar küresel elektriğin yaklaşık %8’ine ihtiyaç duyması bekleniyor (Energy Review, 2021). İklim değişikliği ile mücadelede şunu artık kabul edelim. Aslında kimse hayat tarzı ve konforundan taviz vermek niyetinde değil. Amaç bir şeyler yapıyormuş gibi görünüp fedakarlığı başkalarından beklemek. Örneğin kaçımız acaba iklim değişikliği ile mücadeleye destek vermek üzere et tüketimini %50 azaltmayı kabul eder? Cevap muhtemelen şöyle olacaktır “zaten ben fazla bir şey tüketmiyorum, başkaları azaltsın”. Bu noktada haklılık payı da var aslında. Türkiye’de insanların su ve karbon ayak izleri satın alma gücünün çok düşük olmasından dolayı öteden beri oldukça düşük. İklim değişikliği ile mücadele deyince ilk akla gelen anahtar kelimelerden biri de AB iklim politikaları. AB iklim politikalarının iki temel ayağı var. Birincisi AR-GE, ikincisi yaygınlaştırma. Bu iki ayak saye- sinde AB özel sektörü son derece rekabetçi bir seviyeye ulaşmış durumda. AB, AR-GE tarafını Ufuk 2020 ve Ufuk Avrupa ile destekleyip üye ülkeler arası iş birliğini güçlendirirken, gözden kaçan diğer tarafa yani yaygınlaştırma ayağına da yatırım yapıyor. Buradaki mekanizma son derece basit. Türkiye dahil gelişmekte olan ülkelere kredi ve hibeler yoluyla fon sağlamakta, bu fonların çok büyük bir kısmını İklim Değişikliği ile mücadele konularında uzmanlaşmış şirketleri yoluyla geri almakta. Bu sayede hem tüm dünyaya yardım yapıyor görünmekte hem de özel sektörünü güçlendirmekte. Ör- neğin AB, Afrika’daki bir ülkeye İklim Değişikliği Uyum Eylem Planı için fon sağlamakta, ihalede ise işi
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1