Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 5
35 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN KASIM 2021 tim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından da kullanılır.” Söz konusu hüküm uyarınca çevre denetimi yetkisi olan ve yukarıda belirtilen kurumlar idari para cezası vermeye de yetkilidir. Diğer bir ifade ile başta T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere, denetim yetkisinin devredildiği kamu kurumlarının idari yaptırım uygulama yetkisi bulunmaktadır. Ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun 181. maddesinde düzenlenen “Çevreyi Kasten Kirletme Suçu” ile 182. maddesinde düzenlenen “Çevreyi Taksirle Kirletme” suçunun soruşturulması ve yargılaması adli makamlar tarafın- dan yapılmalıdır. Bu nedenle de Cumhuriyet savcılıklarının harekete geçmesi, diğer bir ifade ile alıcı ortamlara atıkların bırakılması suretiyle kirlilik yaratılması durumunda kirletenlerden bu şekilde de hesap sorulması gerekir. Çevre Kanunu'nda yer verilen bu hükümlerin yanı sıra, çevrenin korunmasına ve çevre kirliliğinin önlenmesine ilişkin yetki ve görevlerin düzenlendiği 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 97-126 maddeleri arasında T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı teşkilatlanmıştır. 7. Çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamaların kirleten veya bozulmaya neden olan tarafından karşılanması Çevre Kanunu’nda kirletenin kişilere vermiş olduğu zararlardan doğan sorumluluğunun yanı sıra, kir- letenin çevrenin kirlenmesinden dolayı kamu kurum ve kuruluşlarına karşı sorumluluğu da düzen- lenmiştir. Bu çerçevede ana kural, kirlenme ve bozulmanın önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamaların kirleten veya bozulmaya neden olan tarafından karşılanmasıdır. Ancak kirletenin kirlenmeyi veya bozulmayı durdurmak, gidermek veya azaltmak için gerekli önlemleri almaması veya bu önlemlerin yetkili makamlarca doğrudan alınması hali Çevre Kanunu’nda öngörülmüş ve bu durumda idarenin ne yapması gerektiği belirtilmiştir. Kanun bu du- rumda idarece (kamu kurum ve kuruluşlarınca) gerekli harcamaların yapılmasını öngörmüştür. İdare yapılan harcamaların, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre kirletenden tahsil edilmesi gerektiğini öngörmüştür. Kirletenin bu masraflardan sorumlu tutulabilme- si için mutlaka çevrenin kirlenmiş olması gerekmeyip, kirlenme tehlikesinin (ihtimalinin) bulunması da yeterlidir. Bu durumda çevre kirliğine neden olanlar, verdikleri zararlar dolayısıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının yaptıkları masrafları ödemekle yükümlüdürler. Bu masrafların kapsamına; kirlenmenin ve bozulmanın önlenmesi için yapılan masraflar, kirlenmenin ve bozulmanın sınırlanması için yapılan masraflar, kirlenme ve bozulma ile mücadele için yapılan masraflar, çevrenin iyileştirilmesi için yapı- lan harcamalar girmektedir. 8. Sonuç Yukarıdaki açıklamalardan da görülmektedir ki, çevrenin korunması, çevre kirliliğinin ve bozulmasının önlenmesi konusunda idarenin mevzuattan kaynaklanan pek çok görevi bulunmaktadır. Bu görevleri yerine getirmek üzere idarenin elinde bulunan en önemli yönetim araçlarından birisi olan “denetim ve yaptırım uygulama yetkisinin” yerinde ve zamanında kullanılması, sorumlu bir idarenin yerine getir- mek zorunda olduğu en önemli yönetim aracıdır. Dayanağı Anayasa’nın 56 ncı maddesinde bulunan devletin sorumluluğunun kapsamı çevre sorunları konusunda oldukça geniştir. Ancak tüm canlıların yaşamı için önemli olan bu görevlerin yerine getirilmemesi durumunda, idarenin sorumluluğuna gidi- lerek zararın tazmin edilmesi hususlarında henüz yeterli yargısal içtihat bulunmadığı da bilinmekte- dir. Bu konulardaki bilinçlenme ile birlikte idareyi zorlayıcı yeni talep ve başvuruların olacağı, idarenin sorumluluğuna hükmeden yargı kararlarının artacağı konusunda inancımız henüz yitirilmemiştir.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1