Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 5
33 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN KASIM 2021 denetim gibi önemli gücün idare tarafından kullanılabilmesinin yasal dayanağını oluşturmaktadır. Bu madde genel nitelikli bir hüküm getirmekte, denetimin usul ve esaslarını Yönetmeliğe bırak- maktadır. Söz konusu madde, Çevre Kanunu hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisini Çevre ve Şehircilik Bakanlığına vermiştir. Mevzuatta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın çevre denetimi konusunda asıl yetkili kamu kurumu olduğu açık bir biçimde yer almakla beraber, tüm denizler- de, korunan alanlarda, kirliliğin yoğun olduğu bölgelerde bu görevin tam olarak yerine getirilmesi mümkün olamadığından, kanunla yetki devrine gidilebilmesinin önü açılmıştır. Kanunun denetim yetkisinin düzenlendiği 12. maddesine göre; “Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığına aittir. Gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça; il özel idarelerine, çev- re denetim birimlerini kuran belediye başkanlıklarına, Denizcilik Müsteşarlığına (Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı), Türkiye Çevre Ajansına, Emniyet Genel Müdürlüğüne, Jandarma Genel Komutanlığına ve Sahil Güvenlik Komutanlığına devredilir. Denetimler, Bakanlığın belirlediği denetim usûl ve esasları çerçevesinde yapılır. Askerî işyerleri, askerî bölgeler ve tatbikatların bu Kanun çerçevesindeki denetimi ve neticelerine ait işlemler; Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Bakanlık tarafından müştereken hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür.” Çevre Kanunu’nun denetim maddesinde belir- tilen usul ve esaslar Çevre Denetimi Yönetmeliği’ nde düzenlenmiştir. Çevre denetimi konusunu düzenleyen söz konusu hükümler, idarenin denetim yetkisini kullanırken çok özenli davranmasını gerektirmektedir. Esasen çevre denetim görevinin yerine getirilmemesinin yol açabileceği sorunlar nedeniyle, konunun idarenin sorumluluğu çerçevesinde ele alınmasını ve sorumluluğun sınırlarının net biçimde belirlenmesini gerekli kılmaktadır. İdarenin sorumluluğu çevre zararına neden olan işletmenin sorumluluğunu sonlandırmamaktadır. Sonuç olarak, idarenin kusuru işletmenin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı gibi, işletmenin kusuru da idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. 5. Hizmet kusuru Çevre denetiminden sorumlu idare olarak hangi kamu kurumlarının sorumlu olduğu yukarıda be- lirtilmiştir. Denetim görevini yerine getirmeyen yetkili idarenin elbette sorumluluğu bulunmaktadır. Kusurlu sorumluluk, idarenin hukuka aykırı bir eylem ya da işlemi dolayısıyla verdiği zararın gideril- mesi sorumluluğudur. İdarenin kusur sorumluluğu, yargı kararlarında “hizmet kusuru” olarak adlan- dırılmaktadır. Bir çok Danıştay kararında belirtildiği üzere, “hizmet kusuru sebebiyle, idare aleyhine tazminata hükmolunabilmesi için, idarenin ifaya mecbur olduğu hizmetin idarece yapılmaması, geç yapılması veya kusurlu ifası” gerekmektedir. Hizmet kusuru, “idarenin yerine getirmekle yükümlü ol- duğu kamu hizmetinin kuruluşunda, düzenlenmesinde, tertibinde, teşkilatın bünyesinde, bu hizmete ayrılan araçlarda, hizmette görevli olan şahıslarda, hizmetin yerine getirilmesi sırasında verilen emir ve talimatlarda ayrıca yine gereken tedbirlerin alınmaması, kontrolün, denetimin ve gözetimin yapılma- ması nedeniyle bir aksaklık bir bozukluk ortaya çıkması” olarak kabul edilmektedir. Hizmet kusurunun kapsamı çok geniştir. Sonuç olarak, kusur herhangi bir kişiye yüklenemese bile idarenin sorumlulu- ğunu gerektirmektedir. Bu çerçevede idarenin denetim hizmetinden doğan ve çevre zararlarına yol açan sorumluluk kural olarak, idarenin hizmet kusuruna dayandırılmaktadır. Esasen idarenin denetim görevini yerine getirmemesinin yargısal denetime tabi tutulması, denetim görevinin iyi işlemediği yönünde bir belirlemeyi de beraberinde getirmektedir. Bu durum ise, denetim görevinin kapsamının
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1