Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 4

93 Kararlar NİSAN 2021 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN (X) KARŞI OY : 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1/a fıkrasında, idari davaların idari iş- lemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı; 14. maddesinin 3/c bendinde, dava dilekçesinin ehliyet yönünden de inceleneceği; 15. maddesinin 1/b bendinde ise, bu hususta kanuna aykırılık gö- rülmesi halinde davanın reddedileceği kurala bağlanmıştır. İptal davasının subjektif ehliyet şartı olan “menfaat ihlali”, öğretide ve içtihatta dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat alakası olarak tanımlanmaktadır. Menfaatin kişisel olması, idari işlemin mutlaka davacı hakkında tesis edilmiş olmasını gerektirmemektedir. Sözü edilen menfaat alakasının varlığı ve sınırlarının her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmesi gerekmektedir. Dava konusu Yönetmelik değişikliği ile uygulama işleminin iptali isteminde bulunan davacı, bir der- nektir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 56. maddesinde, derneklerin, gerçek veya tüzel en az yedi kişi- nin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi toplulukları olduğu; 90. maddesinde, derneklerin, amaçlarını gerçekleştirmek üzere, tüzüklerinde belirtilen çalışma konuları ve biçimleri doğrultusunda faaliyette bulunacakları kurala bağlanmıştır. Öte yandan, 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 4. maddesinin (b) fıkrasında, derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için dernekçe sürdürülecek çalışma konuları ve çalışma biçimleri ile faaliyet alanının dernek tüzüğünde yer alacağı belirtildikten sonra, 30. maddesinin (a) fıkrasında, tüzükle- rinde gösterilen amaç ve bu amacı gerçekleştirmek üzere sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları dışında faaliyette bulunamayacakları kurala bağlanmıştır. Derneklerin, doğrudan dernek tüzel kişiliğinin hak ve çıkarlarını ilgilendiren konularda iptal davası açabilecekleri açık olmakla birlikte, bu kapsamı aşan konularda salt tüzüğünde hüküm bulunduğun- dan bahisle dava ehliyetinin mevcut olduğunun kabulüne hukuken olanak bulunmamaktadır. Davacı derneğin tüzüğünde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 113. maddesi çerçevesinde topluluk davası açmak, idari Yargılama Usulü Kanunu çerçevesinde dernek yetkili organları tarafın- dan belirlenen/tanımlanan çevre sorunları ile ilgili her türlü idari dava açmak konusunda yetkisinin bulunduğu belirtilmiş ise de, çevre konusunda her türlü davayı açabilmeye yönelik böylesine geniş ve kapsayıcı bir yetkinin 2577 sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1/a fıkrasına aykırılık oluşturacağı ve davacı derneğe dava açma ehliyeti kazandırmayacağı açıktır. Bu itibarla, dava konusu işlemlerin doğrudan doğruya dernek tüzel kişiliğinin hak ve çıkarlarını et- kilemediği ve davacı dernek tarafından hazırlanmış dernek tüzüğünün de davacıya hukuken böyle bir hak tanıyamayacağı dikkate alındığında, davacı derneğin Elektrik Piyasası Kapasite Mekanizması Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile söz konusu Yönetmelik değişikliği uyarın- ca yayımlanan 2019 yılı Kapasite Mekanizmasından Faydalanacak Santrallerin Nihai Listesinin iptalini istemekte hukuken korunması gereken bir menfaat ilgisi bulunmadığından davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği oyuyla kararın gerekçesine katılmıyorum. Üye Fatih Mehmet ALKIŞ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1