Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 4

83 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN NİSAN 2021 Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından Ankara 12.İdare Mahkemesi’nin 2019/1619 E. sayılı dos- yasında, davalı belediyenin yaptığı savunmalar, katılımcılık ilkesinden ne kadar uzakta olduklarını ortaya koymuştur. Belediye, dosyaya sunduğu savunmalarda, davacı Oda’nın “ dava açma ehliyetinin bulunmadığını” söylemiştir! Bizzat Kanun ile Kent Konseyi’nin içinde sayılan meslek örgütlerinden birisi olan, pratiğiyle de kentin hak ve hukukunu koruma azmini ortaya koyan bir meslek örgütünün davet edilmemek bir yana, dava açma ehliyetinin bulunmadığı ileri sürmek, gerçekten düşündürücü olmuştur. Davada ortaya çıkmıştır ki; Kanun’da belirtilen Kent Konseyi’nin doğal üyelerine objektif bir belirle- meye dayalı olarak davet çıkarılmamış, neye göre belirlendiği belli olmayan bazı kurum ve STK’lara davet yapılarak Kent Konseyi oluşturulmuştur. Belediye, bunu savunurken de böyle bir davet zorun- luluğunun bulunmadığını, ileri sürmüştür. Tarafların beyanlarını değerlendiren Mahkeme; kent konseylerinin, kentin gerçek sorunlarını tespit edip bu sorunlara çözüm üretebilmesi için katılımcı yelpazesinin geniş tutulması, her kesimden sivil toplum örgütünün konseye davetinin sağlanması gerekirken, açıkça sayılan meslek örgütleri arasında olmasına rağmen davacı Kurum’un davet edilmemesi ve yanı sıra davete ilişkin “objektif” ölçüt belir- lenmemiş oluşu nedeniyle, 29.06.2019 tarihli kent Konseyi Genel Kurulu ve Genel Kurul’da alınan kararların iptaline hükmetmiştir. İdare Mahkemesi kararına itiraz eden Ankara Büyükşehir Belediyesi, iptal kararının hukuka aykırı olduğunu, kamu sağlığı açısından tehlike yarattığını ileri sürmüşse de, Ankara BİM 10. İdari Dava Da- iresi’nin 10.02.2021 tarihli kararı ile itiraz kesin olarak reddedilmiştir. Katılımcılık konusunda, önceki yönetime göre ciddi çabası bulunan mevcut belediye yönetimine bir düzeltme yapma şansı veren bu karar sonrası, henüz hiçbir şey yapılmamış oluşu ise ilginçtir. Genel Kurul ve Genel Kurul’da yapılan seçimler iptal edildiğinden, Kanun’da belirtilen geniş yelpazede ka- tılım ile yeni bir Genel Kurul düzenlenmesi ve önceki yönetimden devralınan rant amaçlı gökdelenler gibi kente ve kentlilere karşı suç oluşturan projelerle ilgili önemli kararların alınması, önemlidir. Bu ve benzeri süreçler nedeniyle, 2020 yılı için düzenlenen AB Türkiye Raporu’nda “Yönetişim” baş- lığı altında, yerel yönetimlere değinilirken, Belediye Kanunu esas olarak, sivil toplumun yanı sıra, yerel kamu kurumları ve vatandaşlar arasında bağlantı yolları öngörmektedir. Ancak bu bağlamda, meslek örgütlerini, sivil toplum kuruluşlarını ve diğer paydaşları biraraya getirmeyi ve belediyelerin karar alma sürecine katkıda bulunmayı amaçlayan kent konseyleri, birçok belediyede büyük ölçüde işlevsiz kalmaya devam etmiştir. belirlemesi yapılmak zorunda kalınmıştır. Bu kapsamda; Kanun ile kurulması zorunluluğu olan ve ge- niş bir katılımı içermesi gerektiği ortaya konulan, aksi durumda konunun yargı önüne götürülebilece- ğini gösteren bu İdare Mahkemesi kararının örnek alınması, emsal oluşturması için yayınlanmasında yarar görüyoruz.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1