Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 4

55 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN NİSAN 2021 cilerin (başta PM 2.5 ve PM 10 olmak üzere) başta insanlar olmak üzere doğal yaşan üzerinde son derece olumsuz etkiler gösterdiğini tartışmaya yer vermeyecek bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye’de PM 10 kirleticilerine yönelik bir sınır değer düzenlemesi olmakla beraber, çok daha küçük, havada çok daha uzun süre kalabilen ve bu nedenle zararlı etkileri çok daha fazla olan PM 2.5 kirleti- cisine yönelik mevzuatta bir tanımlama ve sınır değer düzenlemesi olmaması, işleri iyice kötüleştiri- yor. Bu, böyle ama işin daha da kötü yanı, varolan çevresel yükümlülüklere uymadan, yıllarca çalışan termik santraller de söz konusu. 2013’de özelleştirilen onun üzerinde termik santrale, çevre yükümlülüklerine uymak için bir kaç kez verilen süreler, 2019 sonu itibariyle doldu ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın aldığı bir kararla, bu santrallerin beş (5) tanesi ( Kahramanmaraş Afşin A, Kütahya Seyitömer, Kütahya Tunçbilek, Sivas Kangal ve Zonguldak Çatalağzı ) verilen onca süreye rağmen çevresel yükümlülükleri yerine getirme- diğinden 01.01.2020 tarihi itibariyle tamamıyla, bir tanesi ise (Manisa Soma) kısmi olarak kapatıldı. Anılan santrallerin kapatılma gerekçeleri baca gazı arıtma, sürekli emisyon ölçüm sistemlerinin olma- ması veya atıl durumda olması, atık sahasına ilişkin eksiklikler olarak ifade edilmişse de, aradan altı (6) ay geçtikten sonra, bu santrallere geçici çalışma izinleri verilmiştir. 7-8 yıl boyunca hiçbir gereği yerine getirmeyen bu santraller, beyana göre, altı (6) ayda yatırımlarını tamamlama noktasına gel- mişlerdir. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada; yaklaşık 142 milyon lira tutarındaki çevresel yatırımlarını ta- mamlayan Soma Termik Santrali’nin 6 ünitesinden 4’üne, Kangal Termik Santrali’nin kapalı olan 2 üni- tesine, Çatalağzı Termik Santrali’nin 4 ünitesinden 2’sine, Seyitömer Termik Santrali’nin 4 ünitesinden 2’sine, Tunçbilek Termik Santrali’nin 3 ünitesinden 2’sine, Afşin A Termik Santrali’nin 4 ünitesinden 2’sine bir yıllık geçici çalışma ruhsatı verilmiştir. Bu sürecin kendisi, yıllarca çevresel yükümlülüklerini ısrarla ve kasıtlı olarak yerine getirmeyen bu santrallerin, kusurlarıyla çevreye, insanlara ve diğer canlılara zarar verdiğinin kanıtıdır. İşte bu nokta- da, Afşin Elbistan Termik Santrali’ne yönelik dava süreçlerinin ele alınması büyük önem taşımaktadır. Erişime açık Yargıtay kararlarından elde edilen bilgiler, yıllardan bu yana, Termik Santral bölgesinde yaşayan kişilerin, kendilerine ait veya kiraladıkları taşınmazlar üzerinde ekili ürünlerin termik santral- den kaynaklı kirleticilerin etkisiyle zarara uğradıkları iddiasıyla “haksız fiil” temelli davalar açtıklarını göstermektedir. 2014 yılından itibaren Yargıtay kararlarına yansımaya başlayan bu davalarda verilen hükümler, zaman içerisindeki değişimi görmek açısından ilginç olduğu kadar, bir bütün olarak termik santrallere dair bilgilerin, kararlara yansıdığı kadarıyla, etkin kullanılmamasının veya tüm Türkiye’yi ilgilendiren bu dava süreçlerinin bu kadar kapalı yürümesinin, kabulü zor bazı argümanlara dayalı kararlar verilme- sine sebep olduğunu göstermiştir. Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 16 Ocak 2014 tarihli kararına 1 konu dava; Elbistan’ın Karahüyük köyün- deki taşınmazlarında bulunan ekili ürünlerin, Afşin Elbistan termik santralinin çevreye yaydığı zararlı gazların ve küllerin etkisi ile zarar gördüğünü, verimin düştüğünü iddia eden davacı tarafından açılan, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın giderime dairdir. 1 Yargıtay 4.HD. 2013/11748 E. 2014/383 K. sayılı 16.01.2014 tarihli karar

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1