Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 4

51 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN NİSAN 2021 Günümüzde sözü edilen küresel iklim değişikliği ise, fosil yakıtların yakılması, arazi kullanımı değişik- likleri, ormansızlaştırma ve sanayi süreçleri gibi insan etkinlikleriyle atmosfere salınan sera gazı biri- kimlerindeki hızlı artışın doğal sera etkisini kuvvetlendirmesi sonucunda yerkürenin ortalama yüzey sıcaklıklarındaki artışı ve iklimde oluşan değişiklikleri ifade etmektedir. Hukuki açıdan iklim değişikliği konusu Çevre Hukuku altında değerlendirilebilir ve çevre hukukunun “önlem” İlkesi , “ kirleten öder ” ilkesi ve “ortak fakat farklılaşmış sorumluluklar” ilkesi gibi kendine özgü yaklaşımları da içinde barındıran uluslararası anlaşmalar ve çeşitli mekanizmalarla ulusal mevzuatı- mız içinde yerini almaya başlamış konular arasındadır. İklim değişikliğine sebep olduğu bilinen sera gazlarının etkilerinden yüzde yüz emin olamadığımız halde “önlem” ilkesi çerçevesinde bu konuyu ciddiye almak, ve bu konuda başta Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne taraf olmamız ile başlayan yolculukta bugün AB üyeliğine aday oluşumuz nedeniyle Sera Gazı Emisyon- larının Takibi Hakkında Yönetmelik 'in ve ilgili tebliğlerinin hayata geçirilmesinin ardından belki de emisyon ticaretinin de zeminini hazırlayacak olan iklim değişikliği kanununa doğru ilerliyoruz. Emisyon Ticareti Nedir ? Dünyadaki ilk emisyon ticaret sistemi, sera gazı emisyonları ile ilgili mekanizmalar uluslararası an- laşmalara konu olmadan çok önce, kükürt dioksit emisyonlarının azaltılması için Temiz Hava Kanunu (Clean Air Act) çerçevesinde ABD’de kurulmuştur. Daha sonra, bu sistem sayesinde, ABD genelinde, SO2 emisyonlarının 1995 seviyesine kıyasla %45 azaltıldığı görülmüştür. Bu ülkedeki emisyon ticareti sisteminin ikinci aşaması ise 2000 yılında devreye girmiş ve daha da sıkılaştırılmış emisyon limitleri ile 2000 kuruluşu etkilemiştir. 1 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı emisyon ticaret sistemini şu şekilde tanımlamaktadır: “Emisyon Ticaret Sistemi, emisyon azaltımlarının maliyet etkin bir şekilde başarılmasını hedefler. …otorite sistemin kap- sadığı tesislerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarına (SGE) bir limit (veya üst sınır) belirler. Üst sınır sera gazı emisyonlarını doğrudan kısıtladığı için bu araç politika belirleyicilerine belli bir süre içinde gerçekleşecek emisyonların miktarına ilişkin bir kesinlik sağlar. Bu üst sınır, bir yetki alanının emisyon azaltma hedefi uyarınca zaman içinde dereceli olarak düşürülür.” Bir başka anlatımla, emisyon ticaretinde, kanun yapıcının sisteme dahil olacak tesisler için bir üst limit, yani tavan belirlediği Tavan–Takas Sistemi uygulanmaktadır. Bu sistemde, emisyon hakları siste- me katılan tesisler arasında paylaştırılır. Bu paylaşım bedelsiz ve hakları atama yoluyla olabildiği gibi, hakların tamamı ya da belirli bir yüzdesi için açık arttırma yöntemiyle satış yoluyla da hak dağıtımı gerçekleştirilebilmektedir. Müzayede gelirleri de, genellikle, iklim değişikliğine adaptasyon ya da dü- şük karbon ekonomisine geçiş için gereken AR-GE ya da politika geliştirme çalışmalarının finansma- nını karşılamakta kullanılmaktadır (Pew Center, 2011). Daha sonraki aşamada, emisyon haklarının belirlenmesinin ardından hak sahipleri emisyonlarını izle- mekte, doğrulatmakta ve ilgili kurumlara bildirmektedir. Türkiye de bu aşamayı düzenleyen Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik ve ilgili tebliğleri 22/04/2014 yılından beri yürürlüktedir. Türkiye’de emisyon ticaret sistemi kurulması durumunda tıpkı Avrupa Birliğinde ya da ABD’nin çeşitli eyaletlerinde olduğu gibi, tedbirlerini alarak, emisyon seviyelerini tavanın altında tutabilen tesisler, tavana kadar olan haklarını, tavanı aşan tesislere satarak ek gelir elde edebilecektir. Bir başka anla- 1 https://www.epa.gov/sites/production/files/2016-03/documents/tools.pdf

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1