Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 4
39 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN NİSAN 2021 Malvarlığı zararları öncelikle doğrudan eşyaya gelen fiili zararları çağrıştırır. Örneğin, akıtı- lan pis suların bir taşınmazda neden olduğu zararlar, işletmeden çıkan gazların, tozun ve dumanın komşunun tarım arazine verdiği za- rarlar. Çevre kirlenmesi veya çevre bozulma- sı sonucunda özel mülkiyete tabi taşınırlara, yapılara, taşınmazlara, hayvanlara ve bitkilere gelen zararlar, eşya zararları olarak nitelen- dirilecektir. Nitekim iklim davalarının önemli bir bölümü de eşya zararları için açılmaktadır. Örneğin “Comer v Murphy Oil” davası Katrina kasırgasında evlerini kaybedenlerin, “Kivalina v ExxonMobil” davası köylerinden göç etmek zorunda kalan Inuit kabilesinin, “Lliuya v RWE” davası buzul taşkını nedeniyle tarlası zarar gören Perulu bir çiftçinin taleplerine ilişkindir. Malvarlığı zararları kapsamında söz konusu olabilecek bir diğer zarar türü ise yoksun kalınan kârdır. Örneğin deniz kirlenmesi yüzünden tekneleri hasar gören balıkçılar, tekne ve malzemelerinin bakım ve onarım masraflarının yanı sıra avlanamadıkları süre boyunca uğradıkları kazanç kaybını da talep edebilecektir. Benzer şekilde akıtılan pis suların bir taşınmaza verdiği zararlar yüzünden taşınmazın kiraya verilememesi dolayısıyla yoksun kalınan kira bedeli talep edilebilecektir. Yargıtay’ın çeşitli ka- rarlarında kirlenmeden ürünleri zarar görenlerin, sadece o yıla ilişkin kâr kaybı değil, gelecek yıllarda değeri düşecek ürünleri de yoksun kalınan kâr kapsamda değerlendirmiştir. 5 Malvarlığı zararları kapsamında değerlendirilecek son kalem, Türk hukukunda haksız fiiller alanında tazmin edilip edilemeyeceği son derece tartışmalı olan ve mutlak hak ihlâlleri olmaksızın doğrudan doğruya ekonomik menfaatlerin ihlâli sonucunda ortaya çıkan (salt ekonomik) zararlardır. Örneğin kirlenmenin meydana geldiği bir sahil kasabasındaki otel ve restoran işletmecilerinin uğradığı za- rarlar veya kar yağışlarının azalması nedeniyle kayak okullarının ya da değişen rüzgarlar nedeniyle sörf okullarının uğradığı zararlar düşünülsün. Gerek ÇK m.28 gerekse de TBK m.71 tazmin edilmesi gereken zararlar bakımından herhangi bir ayrım yapmadığından, kirletenin kişi varlığı ve malvarlığı zararlarının yanı sıra salt ekonomik zararlarının da tazmini mümkündür. Ancak, yukarıda da ifade edildiği üzere bu zararların tazmin edilebilmesi için zarara uğrayanın menfaatlerini koruyan özel davranış normlarının ihlâl edilmiş olması gerekir. Öğretide ileri sürülen bir görüşe göre, TBK m.71/ son hükmünün, bu özel koruma normunu sağladığı şeklinde yorumlanması mümkündür. 6 Buna göre kirliliğin idarenin izin ve standartlarında belirlenen sınırlar içerisinde kalması durumunda (hiç kuşkusuz mutlak hak ihlalinden kaynaklanan zararlar tam olarak tazmin edilebileceğinden) ancak salt ekonomik zararlar, denkleştirmeye (fedakârlığın denkleştirilmesi esası) tabi tutulacaktır. Bunun aksi anlamından ise kirliliğin idarenin izin ve standartlarında belirlenen sınırları aşması veya izinsiz olması durumunda yine mutlak hak ihlalinden kaynaklanan zararları tam olarak tazmin edebil- 5 Bkz. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 6.2.1997 tarihli ve E. 458, K. 1307 sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 09.02.1988 tarihli ve E. 10677, K. 1297 sayılı kararı. 6 Başak Başoğlu, Çevre Zararlarından Doğan Hukuki Sorumluluk, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2016, s. 185 vd.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1