Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 3

5 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN Haberler ARALIK 2020 GELECEK KUŞAKLAR İÇİN; SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ARAYIŞINDAKİ İNSANLIK Geçtiğimiz yıl bugün, Dünya Çevre Günü’nde “Sı- fır Karbon Ayakizi” hedefi açıklamamız ile, Dün- ya’daki insan uygarlığının başta iklim değişikliği kaynaklı sorunlar olmak üzere, çevre sorunları ekseninde yürütülecek mücadeleye bağlı hale geldiğini vurgulamış ve bir çağrıda bulunmuştuk. Aradan geçen sürede, artan farkındalık ve duyar- lılığa rağmen, tam olarak ne tür bir sorun/durum- la karşı karşıya olduğumuzu somutlaştırmanın güçlüğü ile çevresel tehditlerin varsayımsal yanı, özellikle ekonomi ve üretimde bildiğimizi oku- maya devam etmemize neden oldu. Havayı, suyu ve toprağı kimyasallarla kirletmeye, küresel ısın- maya sebep olan sera gazlarının salınımını arttır- maya devam ettik. Gelişmiş ülkeler, pis işlerini ve gerçek anlamda pisliklerini gelişmekte olan ülke- lere ihraç etmeyi sürdürüp, sahte bir gülüşle “ biz üstümüze düşeni yapıyoruz! ” derken, gelişmekte olan ülkeler de, “ bizim de gelişmeye, gelişirken kirletmeye hakkımız var! ” şiarıyla olanca güçle- riyle, salt kendilerinin değil başkalarının çöplerini de ithal ederek yüklendiler çevrelerine. İyi işler de yaptık; ama, yeterli miydi? COVİD-19, yeni koronavirüs salgını, iyi niyetle yapılan bazı iyi işlerin hiç de yeterli olmadığını açıkça gösterdi. Bir virüs, kısa bir sürede tüm dünyaya yayılarak, yaşamı durdurdu. Üstelik bu kez, Afrika ve Asya gibi gelişmekte olan ülkeleri, bölgeleri değil ba- tıyı da sarsan, en büyük zararı gelişmiş ülkele- re veren, kısa bir sürede benzerini yüz yıl önce, Birinci Dünya Savaşı sonrasında gördüğümüz (ispanyol gribi) pandemiye dönüşen bir virüs saldırısı söz konusuydu. Üç ayı aşan bir süre bo- yunca Dünya’nın tek gündemi olan pandemi, hı- zını kaybetmiş görünse de daha uzun süre ana gündem olmayı sürdürecek gibi. Pandeminin nedenleri konusunda farklı görüşler söz konusu. Bir kaç yıl öncesinde, iyi niyetle ya- pılan uyarıları yeni fark eden bazılarının “komplo kurulduğu” şeklindeki klasik, doğrulanamaz ve doğrulanması beklenmeyen iddialarını bir kenara bırakacak olursak, günümüz insan uygarlığının maddi gelişiminin bilinen tüm sınırları zorlamaya başlaması karşısında, daha önce insana erişimi mümkün olmayan pek çok patojenin, bir şekil- de erişilebilir hale gelmesi nedeniyle bu sürecin kaçınılmaz hale geldiği, genel kabul gören argü- manlardan birisi. Çevre ile ilgili meselelerde “maliyetlerin dışsal- laştırılması” sıklıkla kullanılan bir kavramdır. Bir termik santralde üretilen elektriğin birim maliye- tini hesaplarken, havaya, suya, insanlara verilen zararı, bu zararı gidermek için yapılan kamusal harcamaları maliyete dahil etmeyip, düşük bir birim fiyat bulabilirsiniz. Oysa, tüm bu kamusal maliyetleri hesaba kattığınızda, kömürden elekt- rik üretmek inanılmaz pahalı ve rasyonel olma- yan bir yatırıma dönüşecektir. Tıpkı örnekteki maliyetin dışsallaştırılması gibi, insan uygarlığı da, 21.yüzyılda, yaptığı işlerin so- nuçlarını pek değerlendirmeksizin, olası riskleri

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1