Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 3

52 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN Kararlar ARALIK 2020 hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Hak arama hürriyetinin ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilmek için ya başvurucunun medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili bir uyuşmazlığın tarafı olması ya da başvurucuya yönelik bir suç isnadının esası hakkında karar verilmiş olması gerektiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bahsedilen hâller dışında kalan adil yargı- lanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz ( Onurhan Solmaz , § 23). 34. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı suç isnadına bağlı yar- gılamaların yanında bir kimsenin medeni hak ve yükümlülükleri nin karara bağlanmasıyla ilgili yar- gılamalarda da uygulanır. Anayasa’nın 36. maddesinin (1) numaralı fıkrasının medeni meselelerde uygulanabilmesi için ortada hukuk düzeni tarafından kişiye tanınmış veya en azından savunula- bilir temeli bulunan bir hak kın bulunması gerekir. Bu hakkın Anayasa’da doğrudan veya dolaylı olarak tanımlanan ve güvence altına alınan bir hakka ilişkin olması zorunlu değildir. Bu bakımdan kanunla kişilere tanınan hak ve ayrıcalıklar da -mahkemelerde ileri sürülebilmesi koşuluyla- Ana- yasa’nın 36. maddesi bağlamında hak kavramına dâhildir. İkinci olarak bu hakla ilgili olarak ilgili kişinin menfaatini etkileyen bir uyuşmazlık mevcut olmalıdır. Öte yandan bu uyuşmazlık ihtilaf konusu hakkın tespiti ve bu haktan yararlanılması bakımından belirleyici bir nitelik arz etmelidir ( Mehmet Güçlü ve Ramazan Erdem, B. No: 2015/7942, 28/5/2019, § 28). 35. Davaya konu edilmesine imkân bulunmayacak derecede önemsiz birtakım hak ve menfaatlerin ise Anayasa’nın 36. maddesi bağlamında hak olarak nitelendirilmesi mümkün değildir ( Mehmet Güçlü ve Ramazan Erdem, § 30). 36. Somut başvuruya konu davanın konusu 21/3/2008 tarihli ÇED gerekli değildir kararıdır. 2872 sayılı Kanun’un 2. maddesinin birinci fıkrasına göre ÇED, gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesi ve varsa olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlere yönelik çalışmaları ifade etmektedir. Bu Kanun’a dayanılarak çıkarılan Yönetmelik’te, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bazı projeler için ÇED gerekli değildir kararı vermesine imkân tanınmakta- dır. Buna göre projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuata ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi hâ- linde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediği anlamına gelen ÇED gerekli değildir kararı verilebilecektir. ÇED gerekli değildir kararı verilen projeler için, çevresel etkilerin daha detaylı olarak incelenmesini ifade eden ÇED raporu hazırlanması gerekliliği ortadan kalkmaktadır (bkz. §§ 20-22). 37. Başvurucuların amacı, bu davayla projenin kendi taşınmazları üzerindeki etkilerinin görülebil- mesi amacıyla ÇED yaptırılmasını sağlamaktır. Projenin başvurucuların taşınmazlarına tesirinin bulunduğunun tespiti hâlinde başvurucuların başta mülkiyet hakkı olmak üzere birtakım medeni haklarını etkilediği söylenebilecektir. Bu iddianın savunulabilirliği yönünden ise başvuruculardan argümanlarını desteklemek için projenin kendi taşınmazları üzerindeki etkilerini somutlaştırmala- rını beklemek somut başvuru özelinde makul bir beklenti olmayacaktır. Zira başvurucular tam da bu etkilerin tespit edilebilmesi maksadıyla somut davayı açmışlardır. Bu durumda proje sahasına yakın konumdaki taşınmazların maliki olan başvurucuların proje hakkındaki ÇED gerekli değildir kararına karşı dava açma konusunda medeni hak kapsamında kalan bir menfaatlerinin bulunup bulunmadığı ve Anayasa’nın 6. maddesinin uygulanabilirliği konusunda daha ileri bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir. b. Kabul Edilebilirlik Yönünden 38. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1