Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 3

39 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN Kararlar ARALIK 2020 İlk Derece Mahkemsi Kararının Özeti : Dava konusu işlemlerin iptali yolundaki İdare Mahkemesi ka- rarının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 26/12/2017 tarih ve E:2017/2440, K:2017/7410 sayılı kararıyla, ÇED kararının verildiği tesisin tek veya entegre nitelikte olup olmadığının araştırılarak bu nitelikte bir proje ise, ana proje olan 2006 tarihli ÇED Olumlu kararının dayanağı ÇED raporunun ve kapasite artışıyla ilgili olarak 2009 tarihli ÇED Gerekli Değildir kararının dayanağı proje tanıtım dosyasının ve 2013 tarihli ÇED olumlu kararının dayanağı ÇED raporunun ayrı ayrı incelenerek kapasite artışıyla bir- likte oluşacak toplam üretim ile 2013 tarihli ÇED Olumlu kararına konu projede ilk defa külçe çinko ve külçe bakır üretimi de planlandığından, söz konusu üretimin çevre üzerinde olumsuz etkilerinin olup olmayacağı ve olumsuz etkilerinin olması durumunda ise söz konusu etkilerin alınacak önlemlerle mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olup olmayacağı hususlarının değer- lendirilmesi amacıyla yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması amacıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak Ankara 5. İdare Mahkemesince verilen 28/12/2018 tarih ve E:2018/946, K:2018/2827 sayılı kararda; uyuşmazlığın çözümü için çevre mühendisi jeoloji(hidrojeoloji) mühendi- si, inşaat mühendisi, iki ziraat mühendisi ve iki biyologtan oluşan bilirkişi heyeti ile mahallinde yap- tırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; 2013 tarihli ÇED raporunda talep edilen kapasite artırımının yeni bir tesisi temsil etmediği, mevcut sistemde kazanan sistemlerinin artırılması ve yenilenmesi kapsamında alınacak hammadde miktarındaki artışla bera- ber kapasitenin artırılması olarak öngörüldüğü, dava konusu projelerin gerçekleştiği parselin toplam alanının 14.608 m2 olduğu, projenin gerçekleştiği kapalı alanın ise 6.000m2 olduğu ve 2.000 m2’lik kısmında faaliyette bulunulduğu, tesisin imar durum belgesinde … ada ve … sayılı parselde yer aldığı, tesiste özellikle pirinç ve galvaniz fabrikalarının atık malzemelerinin çinko ve bakır metallerinin geri kazanımlarının yapıldığı, dava konusu ÇED Olumlu kararı ile kabul edilen bir adet ‘’Yağlı Kablo Geri Kazanım Ünitesi’’nin söz konusu tesis alanında faaliyete geçirilmediği belirtilmiştir. Bilirkişi heyetince keşif sırasında, 2013 yılında alınan ‘’ÇED Olumlu’’ kararına istinaden kapasite artı- rımı yapılan (hammadde miktarı ve kazan kapasite değişimine bağlı olarak) tesisin aktif olarak fa- aliyette olduğu görüldüğü, 2006 ÇED raporuna istinaden kurulan – işletilen ve 2009 yılında Proje Tanıtım Dosyasına istinaden de kapasite artırımı yapılan tesis, projenin başlangıç noktaları olduğu, dolayısıyla mevcut durumda olan tesisin 2013 tarihli ÇED raporu kapsamında değerlendirilmesi ge- rektiği, söz konusu ÇED raporunun mevcut tesisin devamlılığı özelliğinde kapasite artırımını kapsa- dığı sonucuna varılmıştır. 2013 tarihli nihai ÇED raporunun ilgili mevzuat kapsamında belirlenen format kapsamında hazırlan- dığı fakat raporun, dava konusu tesisin etrafındaki endüstriyel faaliyetlerinin açıklanmaması ve bu tesislere bağlı oluşabilecek etkilerin değerlendirilmemesi, tesise oldukça yakın olduğu tespit edilen mineralli su kaynağı için detaylı bir araştırma yapılmaması (zemin etütleri, suyun kalitesi ve miktarı vb.) tesisin yakın çevresindeki yüzeysel ve yeraltı suyu özelliğindeki içme suyu kaynaklarına yönelik detaylı değerlendirilmelerin yapılmaması, özellikle tesisin bulunduğu Mürted Ovası’nın Ankara İlinin içme suyu kaynağını barındırdığı (Kurtboğazı Barajı) göz önüne alındığında hidrojeolojik çalışma- ların söz konusu rapor kapsamında yapılmaması, nihai ÇED raporunda tesis içerisinde yönetmelik kriterlerine uygun olarak depolanan tehlikeli atıklar ibaresi kullanılma özelliklerinin belirtilmemesi, tesiste oluşacak cüruf miktarı ve bunu zaman içersinde artışından bahsedilmesine rağmen cürufun içeriğine yer verilmemesi ve yüzeysel olarak hazırlanması, ÇED raporunda hidrojeolojik durumla ilgili kısımda yer altı suyu seviyesi, yer altı suyun akım yönü, yer altı suyu ile tesis arasındaki ilişkilerin yer almaması önleriyle eksik olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda, sonuç olarak; tesise ait çevresel etki değerlendirmesinin kümülatif olarak yapılmadığı, dava konusu tesisin yakınında yüzeysel ve yer altı

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1