Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 3

31 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN ARALIK 2020 1.27. Fasıl 27: Çevre ve İklim Değişikliği AB, iklim ile ilgili güçlü eylemleri, sürdürülebilir kalkınmayı ve çevrenin korunmasını teşvik etmektedir. AB hukuku, iklim değişikliği, su ve hava kalitesi, atık yönetimi, doğa koruma, endüstriyel kirlilik, kimya- sallar, gürültü ve sivil koruma konularına ilişkin hükümler içermektedir. Çevre Türkiye yatay mevzuat alanında belirli düzeyde hazırlıklıdır. Mekânsal Veri Altyapısının Kurulması Di- rektifi’nin uygulanması hâlâ erken aşamadadır. Stratejik önemi haiz yatırım projeleri için lisans verme konusundaki kısıtlamalar ve diğer kısıtlamaları kaldıran Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) mev- zuatındaki hükümler önemli bir endişe kaynağı olmaya devam etmektedir. Sınır aşan istişarelere dair usuler ÇED ve Stratejik Çevresel Değerlendirme (SÇD) Direktifleri ile uyumlu değildir. Mevcut ÇED mevzuatının uygulanması devam etmiştir. Ancak, çevresel konulara ilişkin mahkeme kararlarında hu- kukun üstünlüğünün uygulanması, halkın katılımı ve halkın çevresel bilgiye erişimi hakkına dair endi- şeler bulunmuştur. Karadeniz’i Marmara Denizi’ne bağlayan deniz seviyesindeki yapay su yolu Kanal İstanbul Projesi ile ilgili kamuoyunun endişeleri, ÇED olumlu kararına karşı çok sayıda dava açılması- na neden olmuştur. Mart 2020’de, kanalın inşa edilmesi beklenen bölgede bulunan iki tarihi köprünün yeniden inşasının planlama aşaması için ilk ihale açılmıştır. Karadeniz ve Akdeniz’de bulunan kıyıdaş ülkeleri etkileyecek olan bu büyük proje için kapsamlı bir etki analizi gerekmektedir. Türkiye, Aarhus ve Espoo Sözleşmelerine hâlâ taraf değildir. Türkiye, bazı sektörlerde Stratejik Çevre Değerlendirmesi (SÇD) Direktifi’ne uyum sağlamıştır. Çevresel sorumluluk konusundaki uyum hâlâ sınırlıdır. Hava kalitesi konusundaki ulusal mevzuatın, dış ortam hava kalitesi ve ulusal emisyon tavanları konu- larındaki mevcut AB direktifleri ile uyumlu bir şekilde kabul edilmesi gerekmektedir. Yıl ık bazda bazı şehirlerde ciddi hava kirliliği olduğu bildirilmektedir. 81 ilden 64’ü için yerel temiz hava eylem plan- ları hazırlanmıştır. Hava kalitesinin izlenmesine ilişkin ulusal strateji yürürlüktedir ve planlanan sekiz Türkiye bu alanda belirli düzeyde hazırlıklıdır . Atık yönetiminde ve atık su arıtımında kapasite- nin artırılması ve mevzuat uyumu ile ilgili olarak bazı ilerlemeler kaydedilmiştir, ancak mevzu- atın yürürlüğe konulması ve uygulanması hâlâ zayıftır. Bu yüzden, 2019 tavsiyeleri geçerliliğini korumaktadır. Daha kapsamlı ve iyi koordine edilmiş çevre ve iklim politikalarının oluşturulma- sına ve uygulanmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Stratejik planlamaya, büyük yatırımlara ve daha güçlü bir idari kapasiteye de ihtiyaç duyulmaktadır. Gelecek yıl, Türkiye’nin özel ikle: ➔ atık,su ve endüstriyel kirlilikle ilgili direktiflere ilişkin uyumu tamamlaması ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Direktifi’nin doğru olarak uygulanmasını sağlaması; ➔ halkın katılımı ve çevresel bilgiye erişim hakkına ilişkin AB müktesebatına uyumu ve fi lî uygulamayı sağlaması; ➔ iklim değişikliği ile ilgili Paris Anlaşması’nı onaylaması, Anlaşma’ya yönelik katkısını uygu- lamaya başlaması ve iklim değişikliğine ilişkin AB müktesebatına uyumunu tamamlaması gerekmektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1