Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 3

12 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN ARALIK 2020 ni durdurmak ve dünyayı doğayla uyum içinde yaşama yoluna sokmak amacıyla, 2020 sonrası bir biyo-çeşitlilik çerçevesi oluşturmak için Kun- ming’de bir araya gelecekler. Dünya, 2020 için belirlenen küresel biyo-çeşitlilik hedeflerinin hiçbirini yakalayamadı. Bu nedenle, ölçülebilir hedeflere ulaşabilmek ve uygulama araçlarını elde edebilmek için özellikle finans ve izleme mekanizmaları bakımından çok daha faz- la hırs ve kararlılığa ihtiyacımız var. Bu da: • Türlere ve ekosistemlere yönelik saldırımı- zın durdurulabilmesi için koruma alanlarının daha büyük ve etkin bir şekilde yönetilmesi, • Biyo-çeşitlilik açısından pozitif tarım ve ba- lıkçılık ile aşırı sömürücülüğümüzü ve doğal yaşamın yıkımını azaltmak, • Negatif sübvansiyonları, yani, sağlıklı toprak- ları yok eden, su yollarımızı kirleten ve boş kalan okyanuslarımızda balık tutmak zorun- da bırakıldığımız sübvansiyonları aşamalı olarak kaldırmak, • Sürdürülebilir olmayan ve doğayı olumsuz et- kileyen kaynak madenciliği yerine, daha geniş sürdürülebilir tüketim modellerine geçiş, anlamına gelmektedir. Biyo-çeşitlilik sadece sevimli ve karizmatik vahşi yaşam değil; yaşamın yaşayan, nefes alan tüm yapısıdır. Ayrıca 2021 yılında ülkeler, dünyadaki deniz ortamlarının sağlığını korumak ve geliştir- mek amacıyla Okyanus Konferansı düzenleye- ceklerdir. Aşırı avlanma durmalıdır; kimyasal ve katı atık kirliliği ile özellikle plastikler ciddi anlamda azal- tılmalıdır. Kıyı bölgelerinin daha fazla korumaya ihtiyacı olup; deniz rezervleri önemli ölçüde art- malıdır. Mavi ekonomi göze çarpan bir potansi- yel sunuyor. Okyanustan gelen mal ve hizmetler, hâlihazırda, en azından salgının ortaya çıkmasına kadar her yıl 2,5 trilyon dolar üretmekle birlik- te, 31 milyondan fazla doğrudan tam zamanlı iş sahası sağlamaktadır. Tüm bu faydalardan yarar- lanmak, ancak, aynı zamanda, dünyanın denizle- rini ve okyanuslarını karşılaştıkları birçok baskı- dan korumak için küresel ölçekte acil eylemlere ihtiyacımız var. Önümüzdeki yıl Pekin’de gerçekleşecek olan sür- dürülebilir taşımacılık konulu küresel konferans, negatif çevresel ayak izini ele alırken bu hayati sektörü de vurgulamalıdır. Gıda Sistemleri Zirve- si, küresel gıda üretimini ve tüketimini dönüştür- meyi hedeflemelidir. Gıda sistemleri, gezegeni- mizin ekolojik sınırları içinde kalmada başarısız olmamızın ana nedenlerinden biridir. 2021 yılının başında, dünya çapında ormanların, arazilerin ve diğer ekosistemlerin bozulmasını önlemeye, durdurmaya ve geri çevirmeye odak- lanan Birleşmiş Milletler Ekosistem Restorasyon On Yılı ’nı faaliyete geçireceğiz. On Yıl, biyolojik çeşitlilik kaybı ve iklim değişikliğinin çifte kriz- lerine karşı pratik ve uygulamalı eylemlerle mü- cadele etmek isteyen herkes için bir toplanma çığlığıdır. Uluslararası Kimyasalların Yönetimi Konferansı, kimyasallar ve atıklar hakkında 2020 sonrası bir çerçeve oluşturacaktır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, kimyasalların yönetimi yılda en az 1,6 mil- yon ölümü önleyebilecektir. 2021, Yeni Kentsel Gündem’in ilerletilmesi için de kritik olacaktır. Dünyadaki şehirler, sürdürülebi- lir kalkınmanın afetlere karşı savunmasız ancak yenilikçi ve dinamik vektörleri olan temel cephe hatlarıdır. İnsanlığın yüzde 50’sinden fazlasının şehirlerde yaşadığını unutmayalım ki bu sayı 2050’de neredeyse yüzde 70’e ulaşacak. Kısaca- sı gelecek yıl, bize yağmalamayı durdurmak ve iyileşmeye başlamak için bolca fırsat verecek. En iyi müttefikimiz ise doğanın kendisidir. Orman- ların tahrip edilmesini büyük ölçüde azaltmak ve ormanlar ile diğer ekosistemleri sistematik olarak eski haline getirmek, iklimin hafifletilmesi için doğa temelli en büyük fırsat olabilir. Aslında, doğa temelli çözümler, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak için gereken sera gazı emisyonlarında üçte bir net azalmayı sağlayabilir. Dünya Ekono- mik Forumu, doğadaki iş fırsatlarının 2030 yılına kadar 191 milyon iş sahası yaratabileceğini tahmin ediyor. Afrika’nın Büyük Yeşil Duvarı tek başına 335.000 iş sahası yarattı.