Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 2

72 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN ŞUBAT 2020 Kararlar vii. Bilirkişi Kurulu ayrıca mahallinde yapılan tespitler ile restorasyon tadilat projesini karşılaştırmış ve fiilî durumun restorasyon tadilat projesine uygun olmadığını tespit etmiştir. 14. Taşınmaz üzerindeki yapının maliki olan başvurucu 26/10/2009 tarihli dilekçe ile davalı idare- ler yanında davaya katılma isteğinde bulunmuştur. Başvurucunun müdahale talebi Mahkemenin 26/2/2010 tarihli ara kararı ile kabul edilmiştir. Başvurucu müdahil olarak davanın reddini savun- muştur. 15. Mahkeme 26/2/2010 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde 2960 sayılı Kanun ile 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun amacı ve ortaya koyduğu ilkeler doğrultusunda gerekli usul takip olunarak Boğaziçi öngörünüm bölge- sinde yer alan parsel üzerinde daha önce (1932 yılından önce) bulunmakta iken yangın sonucu kaybedilen binanın elde edilen verilere göre eski hâline uygun şekilde ihya edilmesi ve yeniden yapılması amacıyla verilen inşaat ruhsatı ile bu ruhsatı onayan Kurul kararlarında hukuka aykırılık görülmediği belirtilmiştir. 16. Davacı M.İ. tarafından temyiz edilen karar Danıştay Altıncı Dairesince 13/7/2011 tarihinde bozul- muştur. Bozma kararının gerekçesinin ilgili kısımları şöyledir: “... Dosyanın incelenmesinden, davacının ikamet ettiği konuta komşu olan İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, Emirgan Mahallesi, 36 pafta, 101 ada, 31 parselde inşai faaliyette bulunmak üzere verilen 29.12.2006 günlü, 55 numaralı yapı izninin (ruhsatın) ve eki onaylı restitüsyon projesi ile bu projeye onay verilme- sine dair Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararının hukuka aykırı olduğu ve yapılan inşaat nedeniyle davacıya ait evin manzarasının kapandığı gerekçesiyle, inşaat ruhsatının ve dayanağı kararların iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporla dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, 1932 yılında bodrum, zemin kat ve iki normal kattan oluşan ahşap bir yapının mevcut olduğu kayıtlarda yer almakta ise de, bu yapının yapım teknikleri ile mimari yönden yapıldığı dönemin özelliklerini taşıyıp taşımadığını belirleyen ‘Rölö- vesi’ ile kazı rölövesinin bulunmadığı, öte yandan yapının 1932 yılında mevcut olmasının ona tek başına kültür varlığı niteliği kazandırmayacağı, yapının yukarıda belirtilen yönetmelik hükümlerine göre yapı- lacak tesbit sonucu tescil edilip edilemeyeceğine karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Olayımızda ise, söz konusu parselde eski bir yapının varlığını kanıtlayan herhangi bir fiziki bulgu olmadan, sadece bazı kayıtlar, fotoğraflar ve belgelerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda bodrum+zemin+2 katlı ahşap bir yapının mevcut olduğu kanaatine varılarak, parsel hakkında tescil kararı verildiği ve daha sonra restorasyon ve restorasyon+tadilat projesi onaylanarak koruma grubunun ‘II. grup’ olarak belirlendiği görülmektedir. Bu durumda, parselde daha önce eski bir yapının varlığından bahisle koruma kurulunca verilen tescil kararı esas alınmak suretiyle restorasyon ve restorasyon tadilat projelerinin onaylanmasında ve bu projelere dayalı olarak da belediyece yapı ruhsatı verilmesinde hukuka uyarlık görülmediğinden, aksi yöndeki mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır...” 17. Mahkeme 13/9/2013 tarihinde Danıştay bozma kararı doğrultusunda ‘’dosya kapsamındaki delil- lere göre eski bir yapının varlığını kanıtlayan herhangi fiziki bulgu olmadan, sadece bazı kayıtlar, fotoğraflar ve belgelerden taşınmaz üzerinde bodrum+zemin+2 kattan oluşan ahşap bir yapının bulunduğu kanaatiyle tescil kararı verildikten sonra restorasyon ve restorasyon tadilat projesinin onaylanarak bu projelere göre yapı ruhsatı verilmesinin hukuka aykırı olduğu’’ gerekçesiyle dava- nın kabulüne karar vermiş ve davaya konu idari işlemi iptal etmiştir. 18. Davalı idareler ve başvurucu tarafından temyiz edilen karar Daire tarafından 25/11/2014 tarihinde

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1