Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 2

47 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN ŞUBAT 2020 Kararlar ifadelerine yer verildiği, ayrıca, raporun son kısmında, faaliyet sahibinin, tesisin işletilmesi sırasında ortaya çıkması muhtemel her türlü çevresel konuda, gerekli tedbirleri alacağına dair taahhüt verdiği görülmüştür. Su kaynakları konusunda yetkili kurum olan DSİ 11. Bölge Müdürlüğü’nün 31.03.2018 tarih ve 228686 sayılı yazısında görüş olarak “söz konusu ruhsat alanı içerisinde belirlenen ÇED1 ve ÇED2 isimli alan- lardan 110 m kotunun altına inilmemek koşulu ile yüzeyden itibaren 20 m derinliğe kadar malzeme alınabilir” denilmektedir. Bu husus, yukarıda 2.4. nolu kısımda açıklandığı üzere, Tekirdağ Belediyesi Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi TESKİ Genel Müdürlüğünün 26.06.2018-9489 sayı ve tarihli yazısında belirtilen hususlarla çelişmektedir. Dolayısıyla, tesisin faaliyeti esnasında ortaya çıkaracağı kirleticilerin, ilgili yönetmeliklerin belirttiği limitlerin altında kalacak şekilde alıcı ortamlara (su, hava, toprak) verilmesi halinde, yasal açıdan yü- kümlülük yerine getirilmiş olacaktır. Yönetmeliklerin belirttiği limitler, aynı zamanda, yasal olarak insan sağlığının etkilenmeyeceğinin kabul edildiği değerlerdir. Bu değerlerin sıfıra indirilmesinin mümkün olamayacağı dikkate alındığında, her bir kirletici için bir limit konulmak suretiyle, kabul edilen risk değerinin altında olacak şekilde insan sağlığının korunduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla, tesisten kaynaklanacak kirleticilerin, yasal limitlerin altında olacak şekilde salınmaları durumunda çevre ve in- san sağlığı için ortaya çıkacak tehlikenin veya zararın tolere edilebilir seviyelerde olacağı söylenebilir. 2- Oluşabilecek muhtemel zararların alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olup olmadığı, Her türlü faaliyet sonucu, alıcı ortam adı verilen ve çevre bileşenleri olan su, hava ve toprak ortamları- na belirli miktarlarda atık veya artıklar atılmaktadır. Dava konusu faaliyet için de önemli sayılabilecek çevresel etkiler yukarıda açıklanmış olup, her biri ile ilgili olarak teknik önlemlerin alınabilmesi müm- kündür. Faaliyetin, mevzuat esaslarına göre çalışmalarını devam ettirmemesi halinde yasal yaptırımla karşılaşması söz konusu olacaktır. Ancak, faaliyetin mevzuat esaslarına göre çalışıp çalışmadığının, il- gili resmi birimler tarafından izlenmesi ve denetlenmesi şart olup, bunlar yapılmadığı takdirde, verilen taahhütlere uyulmadığının ortaya konulması mümkün olmayacak, ancak çevre şartlarının kötüleşmiş olması ile anlaşılacaktır. Dolayısıyla, alınacak önlemler ile muhtemel zararların, ilgili mevzuat ve bilim- sel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olması sağlanabilecektir. 3- Projenin bulunduğu alanın, 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Dü- zeni Planı ve 1/25.000 ölçekli Tekirdağ İl Çevre Düzeni Planındaki kullanım kararının sorularak, tesisin imar planları ve plan notlarına aykırılık teşkil edip etmediği, 2.3. nolu bölümde yapılan incelemeye göre dava konusu alanın mevcutta orman alanı olduğu, ayrıca yapılmak istenen faaliyetin yeraltı su kaynakları bakımından dikkat edilmesi gereken bir bölgede bu- lunduğu görülmektedir. Dava konusu alanda düşünülen yatırımın iştigal konusu olduğu görülen kuvars kumu çıkarımı ve ge- nel olarak madencilik faaliyetleriyle ilgili olarak TR21 bölgesi (Edirne-Tekirdağ-Kırklareli) için Trakya Kalkınma Ajansı tarafından hazırlanan Bölge Planı 2014-2023 ve Tekirdağ Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Tekirdağ İli 2017 Yılı Çevre Durum Raporu gibi bazı kaynaklarda, bu tür faaliyetlerin başta orman alanları ve topoğrafya tahribatı olmak üzere çevreye olan olumsuz etkilerinden bahsedilse de yine aynı kaynaklarda konunun planlama ve yatırım öncesi çalışmalara değil, uygulama ve faaliyetin son bulduğu dönemlerde yapılacak işlemlere, bir başka deyişle denetime bağlandığı görülmektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1