Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 2

20 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN ŞUBAT 2020 Hakları Sözleşmesi hükümlerinin uygulanabileceğini göstermiştir. Mahkeme bu kararında, “Hollanda Mahkemeleri kendi usulüne bağlıdır, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde belirtilen usule bağlı değil- dir” gerekçesine dayanmıştır. 28 Sonuç olarak Lahey Bölge Mahkemesi 2020 sonu itibariyle 1990’a kıyasla en az %25 azaltım yapılma- sına hükmetmiş ve davacının (Urgenda) diğer tüm iddialarını reddetmiştir. Urgenda diğer iddiaların reddedilmesine veya %25’ten daha fazla azaltım isteminin reddine karşı istinafa başvurmamıştır. Anılan karar sonrasında hükümet temyiz mahkemesine başvurmuştur. Lahey Bölge Mahkemesin- ce belirlenen hususlar, taraflar arasında ihtilafa konu olmadığından bahisle, Temyiz Mahkemesi de bunları hareket noktası olarak kabul ederek karar vermiştir. Yukarıda belirtildiği üzere, dava süreci, Urgenda’nın, Devlet’e, 2020 sonu itibariyle Devlet politikasında öngörülenden daha kararlı bir sera gazı emisyonu azaltımı hedefine ulaşmasının öngörülmesi istemine ilişkindir. Temyiz kararında; İklim Değişikliğine ilişkin anlaşmalara, uluslararası sözleşmelere, politika önerileri- ne ve gerçek duruma atıfta bulunularak, iklim değişikliğiyle ve bunun olumsuz etkileriyle mücadelede küresel düzeyde neler yapıldığı açıklanmıştır. Ayrıca İklim Konferansları kronolojik olarak belirtilmiş ve bu konferanslarda alınan önemli kararlar üzerinde durulmuştur. Ayrıca bu dava bağlamında, IPCC raporlarının önemi vurgulanarak, mevcut tahminlere göre, AB’nin bir bütün olarak 2020’de 1990’a kıyasla %26-27 emisyon azaltımını gerçekleştirmesinin beklendiği ifade edilmiştir. Davacı (Urgenda) mahkeme kararında belirtilen gerekçelere katılmakta ve aynı düşünceyi paylaş- maktadır. Kontrol edilemeyen iklim değişikliği ile ilintili ciddi riskler göz önüne alındığında, devletin özen yükümlülüğü derhal önlem almasını gerektirmektedir. Özellikle devletin “ataleti”, yani 2020 sonu itibariyle daha fazla emisyon azaltım taahhüdünde bulunmamasındaki başarısızlığı dikkate alın- dığında, Urgenda Devlet’in kendisine karşı hukuka aykırı davrandığı, zira böylesi bir tutumun uygun sosyal yönetimi ihlal ettiği ve AİHS’nin 2. (yaşam hakkı) ve 8. maddelerinde (bu olaydaki ciddiyette bir öze ve kapsama sahip zararlı çevresel etkilerden korunma hakkını da kapsayan, (aile hayatı) dü- zenlenen pozitif ve negatif özen yükümlülüğüne aykırı olduğu kanaatindedir. Sonuç olarak Mahkeme, Hollanda Devletinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. ve 8. madde- leri uyarınca özen yükümlülüğüne aykırılık nedeniyle, 2020 sonu itibariyle daha kararlı bir azaltımı hedeflemeyerek hukuka aykırı davrandığı ve Devlet’in 2020 sonu itibariyle emisyonları en az %25 azaltması gerektiğine karar vermiştir. 29 Hükümetlere ve Kamu Kurumlarına Karşı Açılan Stratejik Davalar Stratejik iklim değişikliği uyuşmazlıklardaki taleplerin çoğu hükümetlere ve kamu kurumlarına karşı açılan davalardan oluşmaktadır. Bu davalar, azaltma (mitigation) hedefini destekleme, mevcut azalt- ma (mitigation) ve uyum (adaptation) hedeflerinin uygulanması ya da iklim değişikliğinin çevresel gözden geçirme ve izin vermenin bir parçası olarak ele alınmasını amaçlamaktadır (Örneğin, bir karar veya proje için planlama onayının belirlenmesinde projenin potansiyel sera gazı emisyonları ve iklim değişikliği etkilerinin dikkate alınmasının zorunlu hale getirilmesi gibi). 30 28 https://www.urgenda.nl/en/themas/climate-case/climate-case-explained/ 29 Asel Gosseries ve diğerleri, sh. 36. 30 Joana Setzer and Rebecca Byrnes, Global trends in climate change litigation: 2019 snapshot, Policy report, July 2019, sh. 6.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1