Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 2

10 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN ŞUBAT 2020 İklim değişikliği davaları giderek artan şekilde politika sonuçlarını ve kurumsal davranışları etki- lemek için bir araç olarak görülmektedir. Stratejik davalar, ulusal hükümetleri iklim konusunda daha hırslı olmaya veya mevcut mevzuatı uy- gulamaya zorlamaya zorlarken, büyük yayıcılara karşı davalar ise zarar ve ziyan için tazminat talep ediyor. Rutin planlama ve düzenleyici davalar, iklim değişikliği argümanlarını giderek daha fazla kapsamakta, mahkemeleri iklim bilimine ilgiye ve iklimle ilgili tartışmalara maruz bırakmaktadır. İnsan hakları ve bilim, iklim değişikliği davalarında giderek artan bir rol oynamaktadır. İklim değişikliğine ilişkin dava için insan hakları temeli, neden sonuç oluşturma konusundaki zorluk- lara rağmen, bazı stratejik davalarda hâkimlerle artan bir karşılıklı etkileşime sahiptir. Yeni davalar ayrıca, belirli bir emisyon kaynağı ile iklimle ilgili zararlar arasında nedensel bir bağ kurmak için yük- leme (atfetme) bilimindeki ilerlemelerden yararlanmaktadır. İklim değişikliği davaları coğrafi olarak genişlemekte ve daha fazla ülkede iklim değişikliği davası açılmaktadır. Son dönemde Amerika, Asya ve Pasifik bölgesinde ve Avrupa’da yeni davalar açılmaktadır. Düşük ve orta gelirli ülkelerde de birçok dava açılmaktadır. Örneğin, Kolombiya ve Güney Afrika’da verilen kararlar, davacılara sunulan bulgularında ve çözüm yollarında yeni ve geniş kapsamlıdır. Bununla birlikte, kararların uygulanmasının verimliliği ve etkinliği hakkında tereddütler bulunmaktadır. Davalar, özel şirketleri ve yatırımcıları iklim riskini daha fazla dikkate almaya teşvik edebilir. Bazı yargı bölgelerindeki davacılar yatırım fonlarına ve şirketlere, iklim riskini karar alma süreçlerine dahil edemedikleri ve iklim riskini faydalanıcılarına açıklayamadıkları için talepte bulunmuşlardır. KARACA Arboretum

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1