Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 1

54 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN EKİM 2019 Kararlar Dosyada mevcut Erzurum 1. ve 2. İdare Mahkemesi kararlarının incelenmesinden; Hepatit-B hastalığı- nın, dere suyundan geçtiğine dair herhangi bir kesinlik bulunmadığı, keza aynı gerekçeyle büyük ve küçükbaş hayvanların telef olduğu iddiasının da kanıtlanamadığı (hatta bu başvurucunun bu hayvan- lara sahip olduğunu dahi ortaya koyamadığı), dolayısıyla bu yöndeki idarenin kusurunun bulunduğu iddialarının temellendirilemediği açıkça görülmektedir. Öte yandan, bireysel başvuru tarihi (31.10.2014) gözetildiğinde, ilgili belediyeye arıtma tesisini ta- mamlaması için öngörülen 10 yıllık sürenin dolmadığı görüldüğünden, bu yönden de ilgili idareye kusur atfı mümkün değildir. Ayrıca, Anayasanın 65. ve 166. maddeleri dikkate alındığında, ülkemiz- deki onbinlerce yerleşim yerinin arıtma tesislerinin yapılabilmesi çok uzun bir süreç ve mali kaynak gerektirdiğinden; küçük bir belediyeyi salt bu nedenle kusurlu bulmak Anayasal dayanaktan yoksun- dur. Kaldı ki her iki idare mahkemesi (ve bu kararları onayan Danıştay) idarenin hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluğu bulunmadığını çok detaylı bir gerekçeyle ortaya koymuş ve başvurucuların maddi ve manevi tazminat istemlerini reddetmiştir. Temellendirilememiş, herhangi bir zarar olgusu ortaya konulamamış söz konusu başvurular, mahiyeti itibariyle birer “actio popularis” davası mahiyetinde olup; elektriği, içme suyu, kanalizasyonu, yolu, sağlık ve eğitim tesisleri bulunmayan veya yeterli olmayan yerleşim yerlerinde yaşayanların, salt bu nedenlerle açacakları davaların da, somut başvuruda olduğu gibi birçok hakkın ihlâline yol açabile- ceği kabul edildiğinde; Devletin bunun altından kalkması imkânsız olacaktır. Keza sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının da, diğer haklar gözetilmeden tek başına ele alınması ve Devletin mali imkânın hiç dikkate alınmaması sonucu varılan yorum bu nedenle doğru istikamette olmayacaktır. Açıklanan nedenlerle; başvurucuların maddi ve manevi varlıklarının korunması ve geliştirilmesi hakla- rının ihlal edildiği iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması itibariyle kabul edilemez olduğu; bu husus çoğunluk kararıyla aşıldığından, Anayasanın 17. maddesinin ihlâl edilmediği kanaatine vardığı- mızdan, aksi yöndeki karara katılmıyoruz. Başkanvekili Üye Burhan ÜSTÜN Serdar ÖZGÜLDÜR Üye Üye Kadir ÖZKAYA Recai AKYEL KARŞIOY Başvurucu, Kars ili Susuz ilçesi Porsuklu köyünde ikamet etmekte iken köy yakınından geçen Susuz çayına ilçe kanalizasyonunun bağlı olduğunun anlaşıldığını, su kirliliğinin önlenmesi için açtığı dava- da önleme hususunda belediyenin sorumlu bulunduğunu ve belediyenin Bakanlık genelgesi gereği su arıtma tesisine ilişkin 2007 yılında hazırladığı iş termin plan gereğini de yapmayan belediyenin hareketsiz kalmasının ağır hizmet kusuru olduğu hükmü kurulmuş, idari yargı kararına uymamak ve kirlilik nedeniyle uğradığı zarar nedeniyle belediye aleyhine açtığı dava ise, arıtma tesisinin yapımı için öngörülen on yıllık sürenin dolmadığı ve atık sudan kaynaklı tazmin sorumluluğu doğuracak bir hizmet kusuru bulunmadığından reddolunmuş ve ilam onanmıştır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1