Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 1

37 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN EKİM 2019 hakkı olduğu ifade edilmiştir. Buna göre, kıyı işgalleri sonucu özel hayatın kısıtlanması söz konusu olduğundan Anayasa 20. madde bağlamında ayrıca incelenmesi gerektiği ifade edilmiştir. “ Anayasa- da yer alan bir temel hakkın, temel haklar arasında sayılmayan bir hak içerisinde eritilerek incelenmesi insan hakları yargısının özüne aykırıdır. Aksine, temel haklar arasında sayılmayan, kişi özgürlüğünün doğal uzantısı olan bir hak (kıyılardan yararlanma hakkı), temel haklarla ilişkisi gözetilerek, temel hak- larla bütünlük içinde değerlendirilmelidir .” Sonuç olarak karşı oy görüşüne göre; iddiayı kıyılardan yararlanma hakkı şeklinde basit bir tasnifle incelenmek yerine, ifade özgürlüğü ve özel yaşamın ko- runması hakları kapsamında incelenmesi; idare mahkemesinin, kıyılardaki müdahalenin kaldırılması için verdiği ve kesinleşmiş olan kararının uygulanmaması suretiyle başvurucunun özel yaşamının ih- lal edildiğine karar verilmesi; ayrıca kararın uygulanmamasının, mahkemeye erişim hakkının uzantısı olan kararların icrasını isteme hakkının ortadan kaldırılmasına yol açtığından, adil yargılanma hakkı- nın ihlal edildiğine karar verilmesi gerektiği, sonucuna ulaşılmıştır. SONUÇ Her ne kadar Sözleşme’nin yaşayan bir belge olduğundan yola çıkarak AİHM dinamik ve amaçsal yorum yöntemiyle Sözleşme'nin etki alanını genişletme yoluna gitse de, bu yöntemle doğrudan Söz- leşme'de tanınmayan bir hakka etkili bir koruma sağlanamayacağı açıktır. Düşünüldüğünde burada söz konusu olan sorun, bir hak bağlamında henüz yeterince güçlü bir toplumsal ihtiyaç baskısı oluş- maması değildir. Öyle olduğunda, örneğin LGBT hakları gibi, zaman içerisinde yaşanan özgürlükler lehine gelişmeler neticesinde AİHS ve dolayısıyla AİHM etkili bir koruma sağlamaya başlayabiliyor. Çünkü özel hayatın korunması, ifade özgürlüğü gibi sorunun kaynağına inilen haklar ile ilişkilendiri- lebiliyor. Diğer taraftan çevrenin korunmasında sorun, korunmak istenen hakkın dayanabileceği te- melinin olmamasıdır. Bugün AİHM’in doğrudan verdiği kararlar ile dolaylı olarak ulusal mahkemeleri etkileyerek çevrenin korunmasına katkısı elbette yadsınamaz. Ancak madde 2 veya 8 kapsamında sınırlı bir değerlendirme ile etkili bir koruma rejimi yaratılamayacağı, geleceğe dönük olarak doğru bir temelden genişleme imkânı bulamayacağına dikkat çekilmelidir. Tabi bu eleştiride çevre hakkının ekonomik gelişme ile çatışan yapısı, hakkın gerçekleşmesinin devletlerin ekonomik imkânları ile ilin- tili oluşu ve teknik ve interdisipliner yapısı sebebi ile değerlendirmesinin güç oluşu göz ardı edilmiş değildir. Aksine, adil bir dengenin tesis edilebilmesi için çevre hakkının temel bir insan hakkı olarak kabul edilmesi gerekmektedir. AİHS kapsamında yer almasa da Anayasada çevre hakkının düzenlenmiş olduğuna değinilmişti. Her ne kadar temel hak ve özgürlük olarak düzenlenmediğinden bireysel başvuruya doğrudan konu ola- mayacak olsa da, Anayasada düzenlenmiş olması sebebiyle çevrenin korunmasına katkısı olan diğer anayasal hükümler ile destekleyici biçimde AYM yargısında daha büyük etkisi olması gerekirdi. De- ğinilen kararlar göz önüne alındığında, AYM’nin çevresel konulara ilişkin başvurularda etkili bir de- ğerlendirme işlevi yüklenmek yerine en iyi ihtimalle AİHM’in bir şubesi gibi yaklaştığı öne sürülebilir. Çevre hakkının anayasada tanınmış olmasının, ona dayanmak olmasa da, ona aykırı karar vermeyi engelleyici gücünün AYM tarafından tanınması gerekirdi. Ancak bugüne kadar verdiği kararların hiç- birinde bu etki hissedilmemekte, tam tersine çevresel etki çok büyük, açık hatta sansasyonel olma- dıkça AYM’nin ihlal kararı vermekten kaçındığı görülmektedir. Bunların yanında, değerlendirme ölçütleri bağlamında AİHM ile AYM’nin birbirine benzer inceleme gerçekleştirmekte olduğu söylenebilir. İki mahkeme de somut bir zararın oluşmasını aramaksızın, kişisel bir hakkın etkilenmesini, arada sebep sonuç ilişkisinin görülür biçimde kurulmasını aramakta- dır. AYM ile AİHM’in ayrıldığı noktalardan biri usulî çevresel hakların ne kadar güçlü bir etkiye sahip

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1