Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 1

36 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN EKİM 2019 çevreye ve kişi haklarına zarar verebilecek faaliyetlerin etkilerinin önceden değerlendirilmesi, önleyici şekilde tesis edilmesi, sürece ilişkin bilgilere erişim sağlanması, karar alma süreçlerine aktif katılım imkanı sağlanması, konuyla ilgili her tasarrufa karşı yargısal başvuru hakkının tanınması ve iddiaların özenli şekilde değerlendirilmesi olarak sayılmıştır. Bu ilkeler bağlamında somut olayda, bilirkişi rapo- runa göre projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzey- de olduğu, ÇED raporunda gerekli tedbirlerin öngörülmüş olduğu, derece mahkemesinin bu iddiaları gerekçeli kararında değerlendirmiş olduğu belirtilmiştir. Kararda “ AYM kendi takdirini, bilimsel veriler ile bu teknik ve karmaşık alana ilişkin olarak derece mahkemelerinin takdiri yerine ikame edemez ” denilerek madde 20 ve 21’in ihlal edilmediğine karar verilmiştir. Kemer’de otellerin kıyı şeridini işgali nedeniyle açılıp kazanılan davanın kararının uygulanmaması- na ilişkin başvuruda 67 Anayasa'nın 43'üncü, Kıyı Kanunu 6'ncı, Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik 13'üncü, AİHS 6 ve 8'inci maddelerinin ihlal edildiği iddia edilmiştir. Başvuruyu değer- lendiren AYM, kararında; adil yargılanma hakkına ilişkin güvence ve ilkelerin uygulanabilirliği için uyuşmazlığın, medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili veya suç isnadının esasının karara bağlanmasına ilişkin olmasının arandığından bahsetmektedir. “Bir başvurunun ‘medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıklar’ kapsamında ele alınabilmesi için öncelikle bir mevzuat hükmü ya da içtihat yoluyla tanınmış ve savunulabilir şekilde ileri sürülebilen medeni bir hak ile ilgili uyuşmazlığın bulunması ge- rekmektedir. Bu uyuşmazlık, hakkın varlığı, kapsamı ya da kullanılma şekillerine ilişkin gerçek ve ciddi bir uyuşmazlık olmalı; davanın sonucu da söz konusu hak için doğrudan belirleyici olmalıdır.” AİHM’e göre; devlet mevzuatı veya yetkili kılınmış merciin niteliği önem taşımamaktadır, hakkın nite- liği önemlidir ve hakkın maddi içeriğine ve etkilerine göre kararlaştırılmaktadır. Mahkeme değerlen- dirmesine göre; “Kıyıdan yararlanma hakkını düzenleyen Anayasa'nın 43. maddesine göre, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyılar, özel mülkiyete konu olamazlar. Doğasına uygun olarak, ge- nellik, eşitlik ve serbestlik ilkeleri gereği herkesin ortak kullanımına açık bulunmalıdırlar ve bunlardan yararlanma, ancak kıyının herkese açık olması ile mümkün olabilir. Kıyıların ortak kullanımını düzenle- mek, yararlanmaya ilişkin karar ve önlemleri almak kamuya ait bir yetkinin kullanılmasıyla olanaklıdır. Nitekim Medeni Kanun’un 715. maddesine göre kıyılar, sahipsiz mal olarak kabul edilen yerlerdendir ve devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Diğer bir anlatımla, sahipsiz mallar, doğal nitelikleri gereği özel mülkiyete elverişli olmayan kamu mallarıdır. Kıyılar, herhangi bir tahsis işlemine gerek olmaksızın doğrudan doğruya herkesin serbestçe yararlanmasına sunulmuş sahipsiz kamu mallarıdır .” Dolayısıyla AYM, kıyılardan yararlanma hakkı niteliği itibariyle medeni bir hak özelliği taşımamakta; mahkeme kararı üzerine oteller tarafından kıyı üzerinde inşa edilen tesislerin kaldırılması için idareye yapılan başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptal edilmesinin, başvurucunun kıyıdan yararlanma hakkına yönelik doğrudan ve kesin bir sonuç doğurmamakta olduğuna kanaat getirmiştir. İhlal iddiası bakımından adil yargılanma hakkına ilişkin güvencelerin uygulanabilir olmadığı anlaşılan başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin “konu bakımından yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmiştir. Ancak kararın karşı oy gerekçesinde; başvurucuların görüşleri doğrultusunda sonuçlar elde etme- yi de kapsayan ifade özgürlüğünün ihlali sonucunun doğduğu, kıyıdan yararlanma hakkına yönelik doğrudan ve kesin bir sonuç bulunduğu, başvurucunun bizzat fiziki mücadeleye girmiş olmasını bek- lemenin makul ve adil olmadığı, ayrıca bunun ikametgâhı kıyılarda olanların değil, tüm vatandaşların 67 Dursun Satıcı Başvurusu , Başvuru No.2012/611, 25.02.2015.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1