Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 1

19 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN EKİM 2019 20 yıllık dönemde ise ülkemizde 587 kişinin aşırı hava olaylarında hayatını kaybettiği Germanwatch tarafından yayınlanan “Küresel İklim Risk Endeksi” raporunda yer almaktadır (Eckstein ve ark., 2019). 2019 yılının ocak ayında kayıt altına alınan 31 hortum olayı da 2019 yılında iklim değişikliğine bağlı aşırı hava olaylarının artacağının göstergesi sayılabilir. Çünkü 1990’lı yıllarda yılda birkaç hortum olayı gerçekleşirken 2000’li yıllarda bu sayı giderek arttı ve Avrupa Şiddetli Hava Olayları Veri Tabanı (ESWD) verilerine göre 2018 yılında 45 hortum olayı yaşandı (ESWD, 2019) İklim değişikliği can kaybına ek olarak maddi zararlar da vermektedir. Ülkemizde iklim değişikliğinin neden olduğu ekonomik kayıplara dair bir kayıt tutulmamaktadır. Ancak dolaylı olarak bu tür verilere ulaşılabilmektedir. Örneğin Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. (Tarsim) tarafından 2017 yılında afetlerden zarar gören çiftçilere 833 milyon TL’lik ödeme yapıldığı açıklanmıştır (Tarsim, 2018). “Kü- resel İklim Risk Endeksi” Raporunda ise Türkiye’de 1998-2017 yılları arasındaki toplam ekonomik kay- bın 9,23 milyar dolar, yıllık ekonomik kaybın ise 461,5 milyon dolar civarında olduğu yer almaktadır (Eckstein ve ark., 2019). İklim değişikliğine bağlı olarak artışlar gözlenen diğer bir afet de orman yangınlarıdır. Orman yangın- ları 2018 yılında ülkemizde olmasa da dünyada onlarca insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. 2018 Temmuz ayında Yunanistan’da çıkan orman yangınında 99 kişi, ABD Kaliforniya’da ise Kasım ayındaki yangında 88 kişi hayatını kaybetti (AON, 2019). Bu yangınlardan Yunanistan’daki, iklim değişikliğinden etkilenebilirliğin can ve mal kayıpları üzerin- de ne denli önemli olduğunu da göstermektedir. Bu yangının çıkış nedeninin elektrik nakil hatları olduğu tahmin edilmektedir. Rüzgâr hızının çok fazla olması da yangının hızla yayılmasına neden olmuştur. Ancak yangının felakete dönüşmesindeki nedenler; yangına hassas olan ve çok kolay yanabilen kızılçam ormanları içindeki yoğun yerleşim, dar yollar, yörede yaşayanların yangın öncesi ve esnasında yapılacaklar konusunda bilinçsiz olması ve bir tahliye planı olmamasıdır. Aynı anda Atina’da başka bir yangın çıktığı ve ekonomik sorunlar nedeniyle yangınla mücadele için ayrılan bütçede kesintilere gidildiği de basına yansımıştır. Tüm bu açıklanan ve yangının neden olduğu can kaybını arttıran faktörlerden sadece şiddetli rüzgâr ve ağaç türüne müdahale edilmesi imkânsızdır. Ancak elektrik nakil hatlarının rüzgâra dayanıklı yapılması ya da bu hatların çevresindeki yanıcı maddelerin uzaklaştırılması, orman içindeki yerleşimlerin sınırlandırılması, bu yapılmıyorsa yangın öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılacaklar konusunda yöre halkının bilinçlendirilmesi, tahliye planlarının oluşturulması, yeterli bütçe ayrılarak yangına müdahale ekipleri oluşturulması halinde can kayıplarının yaşanması olasılığı da azalacaktır. Sıralanan tüm bu önlemler insanların ve kent- lerin iklim değişikliğine dayanıklılığını arttırmakta ve dolayısıyla etkilenebilirliğini azaltmaktadır. Yunanistan’daki orman yangını örneği ile özetlenmeye çalışılan ve iklim değişikliğinin olumsuz etki- lerini azaltmak için tüm sektörlerde alınabilecek (tarım, orman, hayvancılık, turizm, sanayi, altyapı, ulaşım vb.) uyum önlemleri bilinmektedir. İklim değişikliğinden etkilenebilirliğin azaltılması, kentler ve diğer ekosistemlerle sektörlerin dayanık- lılığının arttırılmasına dair diğer bazı örnekler de ülkemizden verilebilir. Bilindiği üzere 2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen önce İmar Barışı adıyla bir uygulamaya başlanmıştır. İmar ba- rışında kaçak olarak yapılan binaların kayıt altına alınması hedeflenmiştir. Ancak 2018 yaz aylarında Ordu’da yaşanan sel felaketinde dere içine yapılan ve İstanbul Sütlüce’de çöken binalar için imar barı- şından yararlanmak üzere başvuruda bulunulduğu anlaşıldı. Yine 2019’da çöken ve 21 kişinin hayatını

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1