Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Bülteni Sayı 1

18 TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu BÜLTEN EKİM 2019 kalmasına neden olmaktadır. Böylece atmosferi geçip uzaya yayılması gereken enerji atmosferde kalmakta ve sıcaklıklar artmaktadır. Dünya Meteoroloji Örgütün verilerine göre dünyanın ortalama sıcaklığı 1850-1900 yılları arasındaki ortalamaya göre 2018 yılında 0,98 °C daha fazlaydı. Bu noktada sıcaklık artışlarında 2 °C bir kritik sınır olarak görülmektedir. Çünkü 2 °C ısınmadan sonra dünyadaki karbon havuzlarındaki (okyanuslar, topraklar, bitki örtüsü) depolanmış karbonun da ısınmaya bağlı olarak atmosfere geri dönebileceği ve ısınmasının geri döndürülemez bir şekilde hızlanarak devam edeceği öngörülmektedir. Hatta 2018 yılında yayınlanan Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)’nin “1,5 °C Raporu” ile sıcaklık artışının 1,5 °C ile sınırlandırılmasının gerektiği açıklanmıştır. Bu raporda örneğin sıcaklık artışının 2 °C olması halinde böceklerin % 18’i, omurgalıların % 8’i ve bitkilerin % 16’sı coğrafi yayılışlarının yarısından fazlasını kaybedebileceği, 1,5 °C sıcaklık artışında ise olumsuz etkilenmenin daha az olacağı (böceklerin % 6’sı, omurgalıların % 4’ü ve bitkilerin % 8’i coğrafi yayılışlarının yaklaşık yarısını kaybedebilecek) belirtilmiştir (IPCC, 2018). Küresel ısınmaya bağlı olarak çeşitli iklim değişikliği olayları da yaşanmaktadır. Birçok kişi tarafından küresel ısınma ile daha sıcak ve kurak iklimler yaşanılacağı düşünülse de bu kısmen doğrudur. Örne- ğin sıcaklık artışına bağlı olarak buharlaşma da artmaktadır. Buharlaşmanın arttığı yerlerde kuraklıkla karşılaşılmaktadır. Buna karşılık buharlaşma ile atmosferdeki su miktarı da artmakta ve bu su da tekrar yeryüzüne dönmektedir. Ancak suyun yeryüzüne geri dönüşü çoğunlukla sağanak yağışlar şeklinde olmakta ve sel, taşkın ya da toprak kayması gibi olaylara neden olabilmektedir. Genel ola- rak bakıldığında iklim değişikliği meteorolojik (fırtına, fırtına kabarması, tropikal siklon vb.), iklimsel (sıcak ve soğuk hava dalgaları, kuraklık, orman yangını vb.), hidrolojik (taşkın, sel, heyelan ve toprak kayması vb.) ve biyolojik (hastalık ve zararlıların artışı, istilacı türler vb.) afetlerin sıklık, şiddet ve etki alanında artışlara neden olmaktadır (Türkeş ve Deniz, 2010). Bu afetler etkilenebilirlikleri yüksek olan kentler ile tarım, orman, mera ekosistemleri ve ekonomik sektörleri (turizm, sanayi, ulaşım vb.) olum- suz etkilemekte, hatta çoğu zaman felaketlere dönüşmektedirler. Burada söz edilen iklim değişikli- ğinden etkilenebilirlik “bir topluluk ya da sistemin, iklim değişikliği stresinden etkilenme ya da etkiye açık olma derecesi, bu stresi karşılama ya da yanıtlama düzeyi (duyarlılık) ve iklim değişikliklerine uyum düzeyi (uyum kapasitesi) arasındaki ilişki” şeklinde tanımlanmaktadır (Türkeş ve Akgündüz, 2011). Örneğin dere ve taşkın yataklarındaki yapılaşmalar ya da toprak yüzeylerin betonlaşması, kent içindeki yeşil alanların azalması kentlerin etkilenebilirliklerini yükseltmektedir. 3. Türkiye’de 2018 Yılında Yaşanan İklim Değişikliğine Bağlı Afetler Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre ülkemizde 1990’lı yılların sonlarından itibaren aşırı hava olaylarının sayısında artışlar gözlenmekte olup, bu aşırı hava olayları (şiddetli yağış, sel, fırtına, hor- tum, dolu, yıldırım, kuraklık, sıcak hava dalgaları, çığ, don, orman yangını vb.) 2018 yılında rekor seviyeye ulaşmıştır. 1990-1997 arasında ortalama olarak yılda 49 aşırı hava olayı gerçekleşirken, 1998- 2007 arasında yılda 223 ve 2008-2018 arasında ise yılda 542 olay gerçekleşmiştir. 2018 yılındaki 840 aşırı hava olayı ise MGM tarafından 1940 yılından bugüne kadar tutulan istatistikler içindeki en yüksek değerdir. 2018 yılındaki aşırı hava olaylarında % 36 ile fırtına ve hortum, % 31 ile şiddetli yağış ve sel, % 16 ile dolu ön plana çıkmaktadır (MGM, 2019). Bu afetlerden seller sadece 2018 yılın- da Muğla, Manisa, Muş ve Antalya’da toplamda 5 yurttaşımızın hayatını kaybetmesine sebep oldu. Bunlara ek olarak 2018 yılında Bitlis ve Hakkari’de meydana gelen çığlarda 6, Çorum’daki fırtınada ise 1 yurttaşımızı kaybettik. 2019’da da daha ocak ayında, Antalya’daki hortumda 2, Muğla’daki selde 2 ve Kahramanmaraş’taki çığda 1 olmak üzere toplam 5 can kaybı yaşandı bile. 1998-2017 arasındaki

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1