İdare ve Vergi Hukuku Bülteni Sayı 1

İDARE VE VERGİ HUKUKU BÜLTENİ 42 la açtığım dava sonucunda, Danıştay Dördüncü Dairesince verilen 08.06.2023 tarih ve E:2021/5005, K:2023/3417 sayılı kararla, “Kanun değişikliğinin önceki görüşü değiştirecek bir mahiyeti olmadığı, sadece stopajı yapacak tarafı etkilediği, hatta makbuzun müvekkile düzenlenmesini de engellemeyeceği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Elbette ki bu konudaki nihai değerlendirmeyi, temyiz başvurusu sonucunda Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu yapacaktır. Ancak olası bir onama kararı verilmesi halinde, Danıştaya göre; Karşı vekalet ücretleri üzerinden iç yüzde yöntemi ile KDV hesaplanmaya devam edilmesi, Ancak stopajı eskiden olduğu gibi müvekkilin değil, karşı tarafın yapması, Stopajı karşı tarafın yapmasına ve genel tebliğlerde aksi belirtilmesine rağmen, makbuzun yine müvekkil adına düzenlenmesi gerekecektir. Bu durumun, belge ve kayıt düzeninde ortaya çıkaracağı sorunlar bir tarafa, bu uygulama benimsendiği takdirde, müvekkilin avukatına ödemediği/borçlanmadığı bir meblağa ilişkin KDV’yi indirip indiremeyeceği, KDV tevkifatı yapılması gereken durumlarda ödemeyi yapmayan müvekkilin KDV tevkifatını nasıl yapacağı, emsal bedel esasına göre hesaplanacak KDV’ye tahsil edilmemiş karşı vekalet ücretinin de dahil olup olmayacağı soruları birbirini takip edecektir. Bu nedenle, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun, 17.01.2018 tarih ve E:2017/680, K:2018/2 sayılı kararındaki azlık oylarında belirtilen gerekçeleri de dikkate alarak, karşı vekalet ücretinin KDV matrahına dahil edileceği görüşünden vazgeçmesinin, gerek belge ve kayıt düzeni, gerek KDV’nin niteliği ve sistematiği, gerekse gelir vergisi tevkifatı / kdv tevkifatı uyumluluğu açısından çok daha uygun olacağı kanaatindeyim. Bekleyip görelim.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1