İdare ve Vergi Hukuku Bülteni Sayı 1

İDARE VE VERGİ HUKUKU BÜLTENİ 24 12/1/2009 tarihinden itibaren “yurt dışında mukim, kanuni ve iş merkezi Türkiye dışında olup web siteleri üzerinden Türkiye’den reklam geliri elde eden yabancı şirketlere yapılan ödemelere %15 kurumlar vergisi stopajı yapılması” kararlaştırılmıştır.1 Bu karar ile birlikte söz konusu vergilendirme için iş yeri kavramı ve nasıl tanımlanacağı sorunu ortaya çıkmıştır. Çünkü gerek mevzuatımız gerekse de çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları gereği, iş merkezi Türkiye dışında bulunan yabancı bir şirketin ticari faaliyetinin vergilenebilmesi için, şirketin Türkiye‘de bir iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla gelir elde etmesi gerekmektedir. Bu duruma ilişkin olarak Kurumlar Vergisi Kanunu’nda dar mükellefiyetin, Kanunun 1. maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayanlar olduğu ve dar mükelleflerin sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilecekleri belirtilmiştir. V.U.K. hükümlerine uygun olarak Türkiye’de işyeri bulunan veya daimî temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticarî kazançların, dar mükellefiyette kurum kazancı olduğu, bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye’de elde edilmesi ve Türkiye’de daimî temsilci bulundurulması konularında, Gelir Vergisi Kanunu’nun ilgili hükümlerinin uygulanacağı, “Kanuni Merkez”in, vergiye tabi kurumların 1 18/12/2018 tarih ve 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı. kuruluş kanunlarında, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde, tüzüklerinde, ana statülerinde veya sözleşmelerinde gösterilen merkez olduğu, “İş Merkezi”nin, iş bakımından işlerin fiilen toplandığı ve yönetildiği merkez olduğu; Kanunun “Safî kurum kazancı” başlıklı 6. maddesinde ise, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı, “Dar mükellefiyette vergi kesintisi” başlıklı 30. maddesinde de, dar mükellefiyete tâbi kurumların aşağıdaki kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı, d bendinde ise Vergi Usul Kanunu’nun 11. maddesinin 7. Fıkrası kapsamındaki ödemelerden kesinti yapılacağı hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda tarafı olduğumuz Çifte Vergilendirme Anlaşmalarına gelirsek; Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü tarafından Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilere İlişkin Model Anlaşma şeklinde çerçeve anlaşma oluşturulmuştur. Bu anlaşmanın “işyeri” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında bu Anlaşmanın amaçları bakımından “işyeri” terimi, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1