İdare ve Vergi Hukuku Bülteni Sayı 1

İDARE VE VERGİ HUKUKU BÜLTENİ 15 Uyuşmazlığın kısmen ya da tamamen müvekkil lehine sonuçlandığı yargılamada mahkemelerin hükmettiği karşı taraf vekalet ücreti avukatların en önemli gelir kalemlerinden birisini oluşturmaktadır. Vergi uyuşmazlıkları ya da idari para cezaları gibi değeri para ile ölçülebilen davalarda vekalet ücretinin maktu ya da nispi uygulanması konusu geçmiş dönemde avukatlar arasında tartışılan konulardan birisi olmuştu. Zira karşı vekalet ücretinin nispi olarak kabul ettiğimizde, miktar olarak yüksek kalemdeki vergilere, bu vergilerin fer’ilerine ve cezalarına açılan davaların kazanılması halinde davayı kazanan avukat lehine ciddi miktarlarda vekalet ücretine hükmedilmesi imkanı doğuyordu. Ancak Danıştay, avukatların nispi vekalet ücretine ilişkin temyiz taleplerini, vergi/ceza ihbarnamelerine veya ödeme emrine karşı açılan davaların iptal davası niteliğinde olduğu bu nedenle de vekalet ücretinin ihbarname ya da ödeme emrinde yazan miktardan bağımsız olarak, işlemin iptali olarak görülmesi gerektiği gerekçesiyle reddetmiştir. Tahsil edilen amme alacağının iadesi dışındaki davaları iptal davası olarak gören Danıştay vekalet ücretine ilişkin son noktayı koymuştur. Belirtmemiz gerekir ki, Danıştayın karşı vekalet ücretine ilişkin bu yaklaşımı ile vergi yargılamasının yapısı büyük bir zıtlık içerisindedir. 6535 sayılı Kanun ile vergi yargılamasında önemli değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Bu düzenlemeyle vergi yargısında, ilk derece mahkemesi (vergi mahkemesi), istinaf (Bölge İdare Mahkemesi) ve temyiz (Danıştay) olmak üzere üç aşamalı bir sistem uygulanmaktadır. Uyuşmazlık konusu tutar; söz konusu mahkeme kararlarının kesinleşmesi, istinaf ya da temyiz başvurusu yapılmasında önem arz etmektedir. Uyuşmazlık konusu edilen vergi/ceza ihbarnamesi ya da ödeme emri, 2023 dönemi itibariyle 20.000TL’den az ise mahkemenin verdiği karar kesindir. Eğer dava konusu miktar yani vergi/ceza ihbarnamesi veya ödeme emrinde yazan miktar 20.000TL’nin üstünde ise istinaf edilebilmektedir. Benzer durum temyiz için de geçerlidir. Bu durumda şu soruyu yasa koyucuya sormak gerekir: madem vergi davaları genellikle iptal davası olarak nitelendiriliyor o zaman neden belli miktarın altındaki vergi ve cezalarda istinaf ve temyiz yolu açık değilken, yüksek miktarlar içeren vergi ve cezalara karşı bu hak taraflara tanınıyor? Oysaki iptal davasının temel mantığı iptali istenen işlemin parasal değeri değil, işlemin hukuka uygun olup olmadığıdır. Zira miktarı yüksek olan ile az olan idari işlemler hukuk önünde aynı değere sahiptir. Bizim karşı vekalet ücreti talebimize karşı Danıştayın sunduğu gerekçe de aynen bu şekildedir: Yargının iş yükünü azaltmak için idari işlemlere parasal değer atfeden yasa İlk sayımıza meslektaşlarımızın ilgisini çok daha fazla çekecek bir yazıyla başlamak istedim. Konu vergi davaları olduğunda bu ilgiyi sağlamak zor olacaktı ancak konuyu bulduğumu sanıyorum: “Karşı vekalet ücreti”. İDAREYE KARŞI AÇILAN DAVALARDA KARŞI VEKALET ÜCRETI Av. Dr. Hasan Oral TBB İdare ve Vergi Hukuku Komisyonu Sözcüsü

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1