Makul Sürede Yargılanma Hakkının Korunması

17 MAKUL SÜREDE YARGILANMA HAKKININ KORUNMASI MEVCUT DURUM VE ÖNERİLER ma makul sürede başvuruyu sonuçlandırmıyorsa etkili kabul edilemez. 2. Tazmin “uygun ve yeterli” olmalıdır. Tazminata hükmedilen miktar AİHM’in geliştirdiği standartlara uygun olmalıdır ve tazminat gecikmeden ödenmelidir. 3. Tazmin sürecinde Sözleşmenin 6/1. maddesindeki “adil olma” kuralının temel ilkelerine uygun davranılmalıdır. Ancak bu çerçevede, ihlalin giderilmesi için maddi tazminata hükmedilmesi ya da diğer önlemler alınması mümkündür. Uzun yargılamanın ihlale yol açıp açmadığını tespit etmek, AİHM içtihatları çerçevesinde bazı unsurların değerlendirilmesini gerektirir. Bunlar, davanın karmaşıklığı; başvurucunun ve yetkililerin tutumları; ve gecikmenin bir sonucu olarak başvurucunun uğradığı zararın düzeyidir (Johanna Fröhlich/Almanya, 2019; Idalov/Rusya [BD], 2012; Dobbertin/Fransa, 1993; Baggetta/İtalya, 1987; Eckle/Almanya, 1982; König/Almanya, 1978). Anayasa Mahkemesi de AİHM’in bu yöndeki içtihadını izlemektedir. AİHM’in tespit ettiği ve Anayasa Mahkemesinin de benimsediği ölçütlerin değerlendirilmesi bir yargısal faaliyet niteliğindedir. O nedenle, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediğine ve ihlalin hangi yolla giderileceğine mutlaka bir yargı mercii tarafından karar verilmesi gerekir. 2.1. Maddi tazminat dışındaki önlemler Tazmin etme çaresi, ihlalin maddi olarak tazmin edilmesinin dışında ceza yargılamasında cezayı hafifletme, kovuşturmayı sonlandırma gibi başka araçları da içerebilir. Nitekim, Almanya, Norveç, Danimarka, Litvanya ve Macaristan gibi ülkelerde makul sürede yargılanma hakkının ihlal edilmesi durumunda

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1